Subscribe:

Menenjit Hastalığı Testi Nasıl Yapılır? | Bebek ve Yetişkinler İçin Sağlık

Menenjit Hastalığı Testi Nasıl Yapılır? | Bebek ve Yetişkinler İçin SağlıkKısaca " Menenjit Nedir? " sorusunun cevabını açıklığa kavuşturalımç

NENENJİT HASTALIĞI NEDİR?

Menenjit, beyni saran zarların (Meninkslerin) iltihabi ile oluşan ciddi bir rahatsızlıktır.

MENENJİT BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ateş, şiddetli baş ağrısı, bulantı-kusma, çenenin ğöğüs ön duvarına değdirilmesinde güçlük (Ense Sertliği) ve bazen pembe renkli nokta şeklinde cilt döküntüleri ile kendisini gösterir. Aniden başlar, çoğunlukla kısa sürede şuur kaybı ve koma gelişir. Şiddetli seyreden olgularda birden düşkünlük, cilt altı kanamaları ve şok görülür. Hasta saatler içinde kaybedilir. Tedavinin en kısa sürede başlaması hayat kurtarıcıdır.

Menenjit Hastalığı Testi Nasıl Yapılır? |

Anne-babaların korkulu rüyası menenjiti bir saatte tespit edecek hızlı bir test geliştirildi.

Erken semptomları viral enfeksiyonlarla aynı olduğu için önden tespit edilmesi zor olan menenjit için Queen’s University Belfast araştırmacıları tarafından geliştirilen test, kan ya da tükürük örneğiyle yapılıyor. Test kitindeki rengin durumuna göre hastanın menenjit olup olmadığı anlaşılıyor.

Prof. Mike Shields, kısa adı LAMP olan yeni testin avantajının laboratuvara ihtiyaç olmadan ucuza yapılıp hızlı sonuç vermesi olduğunu söylüyor.

Taşınabilir test cihazı önce Belfast’taki Royal Victoria Çocuk Hastanesi’nde denenecek. Şimdilik sonuçtan çok memnun olan bilim insanları, cihazın daha kompakt bir versiyonu üzerine çalışıyor.

YENİ "SABS Kodu" Uygulaması ile "Posta Kodu" Kullanımı Bitecek

YENİ Türkiye'deki çarpık kentleşme ve birtakım sorunlar sebebiyle "adres ve posta problemi" yaşamaktayız. Birçko posta geri dönüyor kimileri ise yolda kayboluyor. Bu da "posta kodu uygulamasının" yetersizliğini gösteriyor. Nitekim -geç de olsa- bu sorunun farkına varılmasının üzerine yeni bir uygulama hayata geçirilecek: SABS Kodu Uygulaması

Kuşkusuz sizler de benim gibi merak ediyorsunuz: Bu yeni uygulamanın eskisine göre farklılıları neler? Ne değişti?

SABS Kodu NEdir?
Türkiye genelinde cadde, sokak, kapı numarası ve posta kodu yerine Sayısallaştırılmış Adres Bilgi Sistemi hayata geçiriliyor.

Örnek ile açıklamak gerekirse her vatandaşın TC kimlik numarası olduğu gibi her ev, daire ve iş yerinin bir SABS numarası olacak.

SABS'nin Açılımı-Uzun Hali Nedir?
SABS, Sayısallaştırılmış Adres Bilgi Sistemi anlamına gelmektedir.

POSTA KODU UYGULAMASINDAN FARKLI...

Posta kodu olarak kullandığımız kod mahallemizin veya köyümüzün değil, bağlı bulunduğumuz postanenin kodunu belirtiyor. Adres sorulduğunda veya bir posta, kargo göndereceğimiz zaman hikaye anlatır gibi uzun bir adres vermek zaman kaybı haline geldi. Adres yazmanın belli bir standart üzerine oturtulmamış olmasından dolayı iş, zaman ve maddi kayıplar meydana gelmektedir.

VARSA ÖRNEK BİR SABS KODU ÖRNEĞİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
Elbette örnek bir SABS kodunu sizlerin yorumlarına sunacağım.

Örneğin, 'Altıparmak Mahallesi, Altıparmak Caddesi, No:56 Daire:17 16050 Osmangazi/Bursa' adresinin SABS numarası '160160-56/17 Bursa' oluyor. Bu sistemin hayata geçirilmesiyle Türkiye genelinde tüm cadde ve sokak isimleri kalkıyor. Yerlerine SABS numarası geliyor. Her cadde ve sokak, Amerika'daki gibi isimle değil, SABS numarasıyla adlandırılacak. Posta dağıtım makinelerinin de kurulması ile birlikte posta dağıtımı oldukça hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleştirilecektir. Türkiye'de her vatandaşın TC kimlik numarası olduğu gibi, her ev, daire ve iş yerinin de SABS numarası olacak. Böylelikle kaçak yapılaşmanın ve iş yerlerinin vergi kaçırması gibi sıkıntılar da ortadan kalkacak.

NE İŞE YARAYACAK? ? ?

Kuşkusuz en çok GOOGLE ADSENSE başvurusu yapan ve günlerce PIN kodunun adreslerine teslim edilmesini bekleyen Webmaster arkadaşların işine yarayacaktır.

Bunun yanı sıra artık posta ve paket teslimatı hızlı bir şekilde gerçekleşecektir.

Günden güne yaygınlaşan Navigasyon kullanımı açısından ele alındığında Navigasyon yazılımları açısından kolaylık sağlyacağını söyleyebilirim.

Ziyaretçi-Kazanç-Sayfo To Arttırma ve Arasındaki İlişki

Ziyaretçi-Kazanç-Sayfo To Arasındaki İlişkiAdsense kazançlarını arttırmak için yöntemler geliştiren webmaster arkadaşlar R10’da veya SEO içerikli sitelerde birtakım çalışmalardan bahsetmektedir. Ancak ben bunların aksine size yöntem değil “sorunun sebebini” açıklamaya çalışacağım.

Sitenizde K cinsinden önemli miktarda hit geliyor ancak bu ziyaretçilerin Adsense gelirinizi arttırmadığından mı şikayetçisiniz?

Eğer ziyaretçi sayınız ile adsense tıklarınız ve dolayısıyla da kazancınız doğru orantılı bir şekilde artış göstermiyorsa doğru yazıyı okuyorsunuz demektir.

SORUNUN NEDENİ NEDİR?

Bir webmaster sitesindeki trafiği çektiği ziyaretçiler ile arttırmaya çalışır. Bu sebeple güncel konuları ekleme eğilimindedir. Ancak bu türden yazıların günübirlik ya da haftalık ziyaretçi patlaması neden olan ve geçici bir artış sağladığını gözden kaçırmamak gerekir.

ZİYARETÇİ-SAYFA TO ve KAZANÇ - $$$$

Adsense panelinde karşımıza çıkan “Sayfa to” teriminin anlamı nedir öncelikle bundan kısaca bahsedeyim. Sayfa To tıklamaların sayfa gösterimine oranını belirten terimdir. Sayfa To değeri, tıklama sayısının sayfa gösterimine bölünerek 100'le çarpılmış halidir.

“Sayfa to” ile kazancım nasıl değişir?

Örneğin sitenizin 5.000 gösterimi var ve 100 tık almışsınız, bu durumda sizin SAYFA TO oranınız %2’dir. Tık başına aldığınız ücret ise 0.05$ olsun bu durumda kazancınız 5$ olacaktır...
Sayfa to oranınızı artırdığınızı varsayalım... Yine 5.000 gösterime bu kez 250 tık aldığınızı varsayalım Söz konusu bu durumda sizin “Sayfa To” oranınız %5 olacaktır. Tık başına aldığınız para ise yine 0.05$ olarak hesaplayalım. Kazandığınız para bu durumda 12,5$ olacaktır. Dikkat etmek gerekir ki gösterim sayınızın hatta tık başına aldığınız ücretin bile değişmediği durumda dahi sayfa to oranınızı arttırarak kazancınızı 2,5 kat arttırdınız.

Örnek hesaplamada sizin de incelediğiniz üzere adsense kazancını arttırmanın en etkili yollarından biri de “sayfa to” oranını arttırmaktır. Bu da daha çok ziyaretçi, daha çok trafik’den ziyade daha kaliteli ziyaretçi anlamına geliyor.

KALİTELİ ZİYARETÇİ Mİ?

Sayfa to miktarını arttırmak için yapılması gerekenlerden biri de sitenizdeki ziyaretçilerin kaliteli olması. Yani kişinin sitenize girdiğinde ilk iş olarak vakit geçirmesi (video izlemesi, yazı okuma…) ve ardından reklamlara yönlenmesidir. Aksi halde sitenize girip çıkan veya başka bir linke yönlenen (reklamlara tıklamayan ziyaretçi )ziyaretçi sayfa to oranını olumsuz etkileyecektir.Bu da adsense kazancınızı gelir ve sayfa to ilişkisinden dolayı olumsuz etkileyecektir.

Dilara Koçak ilginç Kilo Verme-Zayıflama Hikayeleri

Yine kadınlar, yine bir diyet haberi. Bu kez Dilara Koçak kalitesi ile... UZman Dilara Koçak, kadınlar arasında popüler ve hatrı sayılır bir kişi. Bu sebeple onun kadınlar için yazmış olduğu bir diyet haberini sizler ile paylaşıyorum. Üstelik diğer kadınlar nasıl kilo veriyor sorusunun cevabı ile...
İşte kadınlar ve zayıflama tüyoları..

Yemek yeme sebeplerinden biri oldukça ilginç..Yeme sebebimizi duygularımız, bilinçaltımız önemli derecede etkiliyor.

Çok sık kilo alıp verenler, obez olmasına karşın kilo verme motivasyonunda tam başarı elde edemeyenler, “Kilo vermeyi çok istiyorum ama yapamıyorum” diyen bireylerin tedavisinde ‘diyet’ tek başına çözüm olarak düşünülürse büyük hata yapılmış olur. Önce bireyin sağlık durumu özellikle bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanı tarafından gözden geçirilmeli, ihtiyaç varsa ilaç tedavisiyle yanında mutlaka diyetisyen ve psikolog işbirliği olmalıdır. Uygun egzersizin önemi de tabii unutulmamalı. Ben bugün psikolog desteğiyle motivasyon ilişkisi üzerinde durmak istedim. Bunun için Mezura Kliniği psikologumuz bazı hikayeler paylaştı benimle. Bakalım Psikolog Sevilay Sitrava Günenç neler anlatıyor:

“ÖNCELİĞİM ARTIK ‘BEN’İM”
53 yaşında olan H. S. çok yakın bir arkadaşının desteği ve biraz da olumlu ‘baskısı’ sonucunda kilo vermek üzere kliniğimize geldi. Ancak geldiğinde, kendisine pek güvenemediğini belirtti. Bunun sebebi olarak da, insanlara ‘hayır’ diyemediğini ve onların beklentilerine göre hayatını şekillendirdiğini ifade etti. Bu durumdan her ne kadar rahatsız olsa da, bir türlü değiştirememekten şikâyetçiydi. Diğer insanlara öncelik verdiğinde, onların beklentilerini karşılamak için çabaladığında kendisinin kazancı yerine kayıplarının olduğuna kanaat getirdi. Bu kayıplardan birisi de, kilo verememek ve bundan dolayı daha da mutsuz olmaktı.

NASIL BAŞARDI?
Danışan, kendisini değiştirmek için çok çabaladı. Önceliğini kendisi yapmak o kadar kolay değildi. Karşısındakilerin beklentilerini karşılamadığında, ‘kötü’ bir şey yapmış gibi hissediyordu. Ancak bir yandan seçimleri, istekleri duruyordu.
Danışanın bu durumu farkına varması, süreci hızlandıran en önemli unsurdu. Öncelikle apartman görevlisi gibi gündelik yaşantısında daha uzak ilişkisi olduğu kişilerle, birkaç denemeden sonra, hiçbir şeyin sandığı gibi kötü gitmemesini deneyimledi. Daha sonra, daha yakın ilişkileri olan kişilere sınır koymayı denedi.

Danışan kendisini üç ayın sonunda istediği kiloda gördü. Bu, kendisiyle verdiği mücadele sonucunda aldığı önemli bir başarıydı. Artık önceliklerine kulak vermenin kendisini daha mutlu edeceğine inandı. Bunu uygun bir dille arkadaşlarına, ailesine ve dostlarına ifade ettiğinde, hiçbir şeyin zor olmadığını deneyimledi.

“YEMEK YEME SEBEBİMİ BULDUM!”
22 yaşında olan ve bedenine önem veren K.G.’nin vermek istediği kiloları vardı. Bu kiloyu vermek o kadar da kolay değildi onun için. İstediklerini yemek ve sağlıklı beslenme arasında kendisini bazı zamanlarda zora soktuğunu düşünüyordu. Gerçekten sağlıklı beslenmek için, zorunluluktan mı seçimlerini yapıyordu? Yoksa, canı istediği için mi sağlıklı besinleri yiyordu?

NASIL BAŞARDI?
Bu süreçte öncelikle sağlıklı beslenmenin, danışanın hayatında ne anlama geldiğini belirlemek ilk adımlardan birisi oldu. Sağlıklı beslenmek için ‘yenebilir yemekler listesi’ oluşturmak danışan için bir yoldu. Ancak artık kendisini mahrum hissetmeye başlamıştı, çünkü diğer birçok besini de tatmak, hayatına sokmak istiyordu. Bir yandan da, kilo alma endişesi taşıyordu. Bu ikisi arasında denge kurmak önemliydi. Ne yediği kadar, ‘neden’ yediği de bir diğer önemli kısımdı.

Konuşmalar, yaşananlar ve farkındalıklar sonucunda, danışan kendisinin yeme sebebini buldu! Danışanın, annesiyle olan ilişkisi yemesinde etkiliydi. Bir yanı annesinin kendisi için yemek seçimleri yapmasına kızarken, bir yanı bundan kopamıyordu. Evde değişik türden ve kaloriden yemekler pişerken, danışanın yiyebildikleri sınırlıydı. Bu ‘yenebilenler listesi’nin büyük çoğunluğu danışanın damak tadına göre değil, annesinin ‘zihin’ tadına göreydi.

Seanslar boyunca bütün bunları keşfetmek danışan için her ne kadar zorlu olsa da, sonuca gitmede en etkili sebeplerdi. Yemeklerini annesinin seçtiklerinden ayırmak ve kendisini de annesinden ayrıştırmak için danışanın kendi bedenini dinlemesi ve yemek seçimlerini bu şekilde belirlemesi kendisinin yemekle ilişkisini düzenledi.

Canı istediği zaman ve zihninde ne kadar yiyeceğini belirlediği zaman istediği her şeyi yiyordu. Böyle olunca, hem diyet, hem de hayat danışan için daha kolay olmuştu. Canı neyi istiyorsa, onu yedi. Yerken, hem miktarını kontrol etti, hem de dengeli beslenmeyi. Böylece, hayatına dengeli ve sağlıklı beslenmeyi adapte edebildi.