Hard Disk Sorunlarını Denetleyen Program İndir-Ücretsiz
Sabit disk ya da hard disk bilgisayarınızın veri deposudur. Kapasite ile ilgili bilgisayarınızın bu bölümü işletim sisteminiz dahil olmak üzere bir çok bilgiyi, veriyi… içerisinde barındırmaktadır.
Bu yüzdendir ki sizin için önemli olan dosya ve klasörleri ve bilgisayarınızın çalışmasını sağlayan işletim sisteminizi saklayan bu bilgisayar parçası çok önemlidir. Hard Diskinizin sorunsuz çalışması için önereceğim bu program daha bir çok fonksiyonu da içerisinde barındırmaktadır.
Sabit diskinizin aniden ya da hızlı bir şekilde nasıl dolduğunu ve hangi klasör, dosyaların buna neden olduğunu merak mı ediyorsunuz?
SpaceSniffer Programını Ücresiz İNDİRİN
Programı çalıştırdığınızda önce size hangi sabit diski taramak istediğinizi soracak. Dahili veya harici bir sabit diskinizi seçtikten sonra, sabit diskin içerisinde yer kaplayan ana klasörler ve ne kadar yer kapladıkları karşınızda belirmeye başlayacak. Her klasör büyük bir dikdörtgenin (sabit diskin kendisi) içerisinde farklı boylarda kutular şeklinde sunulacak. Böylece klasörün içersindekilerin ne kadar yer kapladığını sadece görüntü olarak bile ayırt edebileceksiniz.
Eğer bir klasörün alt klasörlerin incelemek isterseniz tek yapmanız gereken o klasörü ifade eden kutuya tıklamak. Bu esnada üst bölümde yer alan, yeşil bir yıldız ile ifade edilen "Free Space" yani boş alan simgesine tıklayarak, sabit diskinizde ne kadar boş alan kaldığını da görebilirsiniz.
Bedava olan programını buradan indirebilirsiniz: Download SpaceSnifffer
Etiketler:
bilgisayar,
ipucu,
program
Üniversite Ders Notları İnternette Toplanıyor
Üniversite öğrencileri, akademisyenler-öğretim görevlilerinin ders notları ve materyal arama, bulma sorunlarını ortadan kaldıracak proje uygulamaya geçiriliyor.
3. sınıfa gelmiş bir üniversite öğrencisi olarak, ders notlarının ve hoca tarafından daha önce sorulmuş soruların anlamını ve önemini çok iyi bildiğimden dolayı bu projenin en kısa zamanda üniversitemize gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum…
AÇIK DERS MALZEMELERİ, DERS NOTLARI PROJESİ NEDİR?
Açık Ders Malzemeleri projesi, ders araç-gereçlerinin herkese açık olarak paylaşıldığı elektronik bir ortamdır. Konsorsiyumun en önemli amacı, Ders Malzemeleri Projesi'nin hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaları gerçekleştirmektir. Bu protokole göre, konsorsiyuma üye her üniversite, açık ders malzemeleri web portalını oluşturacak, içeriğini hazırlayacak ve bu ders içeriklerini web ortamında paylaşacaktır.
Projenin temel amacı yaşam boyu öğrenmeye katkı sağlamak ve bu doğrultuda çaba harcayan bireylerin gelişimine katkıda bulunmaktır…
Türkiye'de ilk kez Hacettepe Üniversitesince başlatılan projeyle tıpkı Massachusetts Institute of Technologydeki (MIT) gibi, ders notu, sınav soruları ve video benzeri ders malzemeleri internet ortamında herkese kullanıma açılacak.
Hacettepe Üniversitesi ders notu paylaşım sitesine www.huadm.hacettepe.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz…
Buradaki bilgilere, ders notları v.b. materyallerini kaynak belirtmek koşulu ile derslerde kullanılabileceğini ve her kesimden öğrencinin veya öğretim görevlilerinin bu kaynaktan yararlanabileceğini biliyor muydunuz?
Eğitim, öğrenci, internet,
3. sınıfa gelmiş bir üniversite öğrencisi olarak, ders notlarının ve hoca tarafından daha önce sorulmuş soruların anlamını ve önemini çok iyi bildiğimden dolayı bu projenin en kısa zamanda üniversitemize gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum…
AÇIK DERS MALZEMELERİ, DERS NOTLARI PROJESİ NEDİR?
Açık Ders Malzemeleri projesi, ders araç-gereçlerinin herkese açık olarak paylaşıldığı elektronik bir ortamdır. Konsorsiyumun en önemli amacı, Ders Malzemeleri Projesi'nin hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaları gerçekleştirmektir. Bu protokole göre, konsorsiyuma üye her üniversite, açık ders malzemeleri web portalını oluşturacak, içeriğini hazırlayacak ve bu ders içeriklerini web ortamında paylaşacaktır.
Projenin temel amacı yaşam boyu öğrenmeye katkı sağlamak ve bu doğrultuda çaba harcayan bireylerin gelişimine katkıda bulunmaktır…
Türkiye'de ilk kez Hacettepe Üniversitesince başlatılan projeyle tıpkı Massachusetts Institute of Technologydeki (MIT) gibi, ders notu, sınav soruları ve video benzeri ders malzemeleri internet ortamında herkese kullanıma açılacak.
Hacettepe Üniversitesi ders notu paylaşım sitesine www.huadm.hacettepe.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz…
Buradaki bilgilere, ders notları v.b. materyallerini kaynak belirtmek koşulu ile derslerde kullanılabileceğini ve her kesimden öğrencinin veya öğretim görevlilerinin bu kaynaktan yararlanabileceğini biliyor muydunuz?
Eğitim, öğrenci, internet,
Domuz Giribi İlaçları, Aşıları, Dezenfekatanlar Ne Kadar Etkili ve Güvenli?
Tüm dünyayı derinden etkileyen kabus H1N1 virüsü Türkiye'nin de korkusu oldu. Okullar bugün dezenfekte için tatil edilirken, pek çok işyeri, toplu taşıma araçları ve bunun gibi toplu kullanıma açık her yer dezenfekte edildi. Maskeler dağıtıldı. Gereken tüm önlemler alındı. Peki toplu alanlarda kullanılan dezenfektanlar ne derece etkili? Bu dezenfektanları seçerken nelere dikkat etmeli? Okullarda kimyasal öldürücü dezenfektan kullanılması doğru mu? El yıkamak ne kadar etkili? Bu soruları Yüksek Ziraat Mühendisi Derya Ulaşoğlu'na sorduk o da yaptığı araştırmalardan yola çıkarak sorularımızı yanıtladı. İşte dezenfektanlar hakkında bilmek istediğiniz herşey...
Begüm Çelikkol / HABERTURK.COM
Domuz gribi H1N1 virüsüne etkili ruhsatlı dezenfektan var mı?
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri onaylı 254 adet dezenfektan olmasına rağmen bunlardan hiçbiri H1N1 virüsüne etkili değildir.
Okullarda masa ve sandalyelere kadar kimyasal öldürücü dezenfektan kullanılmasını doğru mu?
Kesinlikle doğru değil. Neticede bunlar kimyasal olduğu için risklidir. Diyelim ki ruhsatlı ürün olsaydı uygulamadan bir süre sonra masa ve sandalye üstü durulanmalıydı. Normalde bu durum üründen ürüne de değişebilir.
Okullarda ve toplu taşıma araçlarında (otobüs ve metro) kullanılan dezenfektanlar için uzun süre etkili olduğunun söylenmesi dışında ilaçlanmış yüzeyde mikrobun yaşamadığı söyleniyor. Doğru mu?
Bu söylemlerin tam yetkili ağızlardan söylenmesi (genel müdürler ve müdürler) satan firmalar tarafından yanıltılıklarını düşündürüyor. Halkın da yanıltılması yanlıştır. Bu tür dezenfeksiyonlarda ilaçlama kelimesi kullanılmamalıdır.’İlaçlama’ böcek ve kemirgen için kullanılması doğrudur. Bu iş için doğru kelime ‘dezenfeksiyon’dur.
Dezenfektan seçiminde neye dikkat edilmelidir?
Milli Eğitim Bakanlığı ve Belediyeler ve Valilikler Sağlık Bakanlığı’ndan doğru bilgi aldıktan sonra uygulamaya geçmeliydi. Kendi web sayfalarında okulları aydınlatmalıdır. Neticede ’H1N1’e onaylı dezenfektan yok hijyen tedbirlerine odaklanmalıyız , bu her zaman gereklidir’ demeliydiler. Ayrıca otobüs şirketlerinin de yanıltıldıklarını düşünüyorum. Neticede insan sağlığı söz konusudur.
Kimyasal ile dezenfekte yaptıranlar ne yapmalıydı?
Kendilerine satış yapan firmalara kesin inanmak yerine ürünün MSDS (Emniyet Data Sheet)’ini ve ‘ürün etiket bilgileri’ istenmeliydi. Ayrıca sağlık bakanlığı onaylı pest kontrol firmaları (ilaçlama firmaları) ile çalışmalıdır.İl sağlık müdürlüğünden de bilgi alınmalıydı. Dezenfektana giden paralar hijyen eğitimine harcanabilirdi. En azından zarardan dönmekte faydadır. Kullanım talimatlarına da uyulmalıdır.
Sizin dezenfekte öneriniz nedir?
El hijyeni en önemli konudur.Temizlik yaparken normal temizlik malzemeleri
kullanılabilir. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Sn.Seracettin Çom’un çamaşır suyu önerisi ve verilen hazırlama oranına sonuna kadar katılıyorum Riskli, sık kullanılan noktalarda (kapı kolu, uzaktan kumandalar, telefon, masa vs.) hypoklorit (çamaşır suyu ) solüsyonu kullanılabilir. CDC’(Amerika Enfeksiyon Hastalıkları Merkezi)ye göre de 1 ölçek çamaşır suyuna 9 ölçek su kullanılmalıdır. Durulanmadan önce bir süre beklenmelidir. Çamaşır suyu solüsyonu diğer virüsler içinde önerilmektedir. (Mesela kemirgenlerin yaydığı hanta virüs)
Genel temizlik zaten rutin olarak yapılmalıdır. Bunların olağanüstü uygulama olarak gösterilmesi düşündürücüdür. Belediyelerin akşam saatlerinde yollara yığılan çöp yığınlarına da çözüm bulması gerekmektedir. Bu görüntüler çok sayıda ilçe belediyesinde göze çarpmaktadır. Bunların olağan durum olarak kabüllenilmesi yanlıştır. Tüm kesimler zararlı virüs taşıyan kemirgenlere karşıda önlem almalıdır. Kırık löğar kapakları tamir edilmelidir. Kemirgen kontrolü sağlık bakanlığı onaylı firmadan alınmalıdır.
El sanitasyonu için ne önerirsiniz?
Alkol bazlı el antiseptiği önerilebilir. Bunların da sağlık bakanlığı onaylı olanları tercih edilmelidir.
El yıkama konusuna değinebilir miyiz?
El yıkama gelişmiş ülkelerde en fazla virüslere karşı en fazla vurgu yapılan konudur. Hatta Amerika’daki ‘Sabun ve Deterjan Derneği’ 20-26 Eylül,2009 ‘da ‘El Yıkama Haftası’ düzenlenmiştir. Ne yazık ki gelişmiş ülkelerden farklı olarak bizde kazanda su kaynatarak banyo yapan kesim çoğunluktadır. İnsanların yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Sabun ve tuvalet kağıdı alamayacak büyük bir kesim vardır.
Hangi durumlarda el mutlaka yıkanmalıdır?
Her fırsatta yıkanması uygundur.
a)Yemek hazırlamaya başlamadan önce
b) Yemek öncesi ve sigara içtikten sonra
c) Tuvalet kullanım sonrası
d) Hayvana dokunduktan sonra
e) El kirli olduğu düşünüldüğünde
f) Öksürme,hapşırma sonrası
Dezenfekte ve temizlik elemanları nasıl korunmalıdır?
Kimyasal ile dezenfekte yapanlar tyvek tulum ve özel maske takmalıdır. Bu kurala her zaman uyulmadığı görülmektedir. Ev temizliği yapanlar tek kullanımlık eldiven kullanmalı ve sonrasında atmalıdır. Bu sıklık birden fazla olabilir. WC için bu çok önemlidir.
Korunma için siz ne yapıyorsunuz?
Hijyene dikkat etmenin yanında hergün koltuk altından ateş ölçülebilir. Ateş 38.5’a çıkmışsa hastaneye gitmeyi düşünürüm. Elimi ağız ve gözüme götürmemeye de dikkat ediyorum. El sıkışmak istemesemde çoğunlukla insanlar’ bir şey olmaz korkma deyip elimi sıkmaktadır’ Bu konuda örnek olmaya çalışıyorum. En çok şikayetçi olduğum konu insanların öksürürken ve hapşırırken bırakın peçete ile ağızlarını kapatmayı elleri ile bile kapatmamalarıdır. Sonrasında elini zaten yıkamalıdır.
Yollara tüküren insanlarda yoğunluktadır. Bu konuda da eğitim uygulamaları okullar başta olmak üzere her kuruluşta hijyen kapsamında olmalıdır.
Virüs nerede, ne kadar süre yaşar ?
a) Paslanmaz çelik ve plastik
- 24-48 saat yaşar.
-24 saat içinde ele bulaşabilir.
b) Tekstil,kağıt ve peçete
- 8-12 saat yaşar
- 15 dakika içinde ele bulaşabilir.
c) Eller
-5 dakika yaşar
Daha çok kitleyi biliçlendirmek amacıyla yazılan bu haberin kaynak yeri haberturk.com'dur...
Begüm Çelikkol / HABERTURK.COM
Domuz gribi H1N1 virüsüne etkili ruhsatlı dezenfektan var mı?
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri onaylı 254 adet dezenfektan olmasına rağmen bunlardan hiçbiri H1N1 virüsüne etkili değildir.
Okullarda masa ve sandalyelere kadar kimyasal öldürücü dezenfektan kullanılmasını doğru mu?
Kesinlikle doğru değil. Neticede bunlar kimyasal olduğu için risklidir. Diyelim ki ruhsatlı ürün olsaydı uygulamadan bir süre sonra masa ve sandalye üstü durulanmalıydı. Normalde bu durum üründen ürüne de değişebilir.
Okullarda ve toplu taşıma araçlarında (otobüs ve metro) kullanılan dezenfektanlar için uzun süre etkili olduğunun söylenmesi dışında ilaçlanmış yüzeyde mikrobun yaşamadığı söyleniyor. Doğru mu?
Bu söylemlerin tam yetkili ağızlardan söylenmesi (genel müdürler ve müdürler) satan firmalar tarafından yanıltılıklarını düşündürüyor. Halkın da yanıltılması yanlıştır. Bu tür dezenfeksiyonlarda ilaçlama kelimesi kullanılmamalıdır.’İlaçlama’ böcek ve kemirgen için kullanılması doğrudur. Bu iş için doğru kelime ‘dezenfeksiyon’dur.
Dezenfektan seçiminde neye dikkat edilmelidir?
Milli Eğitim Bakanlığı ve Belediyeler ve Valilikler Sağlık Bakanlığı’ndan doğru bilgi aldıktan sonra uygulamaya geçmeliydi. Kendi web sayfalarında okulları aydınlatmalıdır. Neticede ’H1N1’e onaylı dezenfektan yok hijyen tedbirlerine odaklanmalıyız , bu her zaman gereklidir’ demeliydiler. Ayrıca otobüs şirketlerinin de yanıltıldıklarını düşünüyorum. Neticede insan sağlığı söz konusudur.
Kimyasal ile dezenfekte yaptıranlar ne yapmalıydı?
Kendilerine satış yapan firmalara kesin inanmak yerine ürünün MSDS (Emniyet Data Sheet)’ini ve ‘ürün etiket bilgileri’ istenmeliydi. Ayrıca sağlık bakanlığı onaylı pest kontrol firmaları (ilaçlama firmaları) ile çalışmalıdır.İl sağlık müdürlüğünden de bilgi alınmalıydı. Dezenfektana giden paralar hijyen eğitimine harcanabilirdi. En azından zarardan dönmekte faydadır. Kullanım talimatlarına da uyulmalıdır.
Sizin dezenfekte öneriniz nedir?
El hijyeni en önemli konudur.Temizlik yaparken normal temizlik malzemeleri
kullanılabilir. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Sn.Seracettin Çom’un çamaşır suyu önerisi ve verilen hazırlama oranına sonuna kadar katılıyorum Riskli, sık kullanılan noktalarda (kapı kolu, uzaktan kumandalar, telefon, masa vs.) hypoklorit (çamaşır suyu ) solüsyonu kullanılabilir. CDC’(Amerika Enfeksiyon Hastalıkları Merkezi)ye göre de 1 ölçek çamaşır suyuna 9 ölçek su kullanılmalıdır. Durulanmadan önce bir süre beklenmelidir. Çamaşır suyu solüsyonu diğer virüsler içinde önerilmektedir. (Mesela kemirgenlerin yaydığı hanta virüs)
Genel temizlik zaten rutin olarak yapılmalıdır. Bunların olağanüstü uygulama olarak gösterilmesi düşündürücüdür. Belediyelerin akşam saatlerinde yollara yığılan çöp yığınlarına da çözüm bulması gerekmektedir. Bu görüntüler çok sayıda ilçe belediyesinde göze çarpmaktadır. Bunların olağan durum olarak kabüllenilmesi yanlıştır. Tüm kesimler zararlı virüs taşıyan kemirgenlere karşıda önlem almalıdır. Kırık löğar kapakları tamir edilmelidir. Kemirgen kontrolü sağlık bakanlığı onaylı firmadan alınmalıdır.
El sanitasyonu için ne önerirsiniz?
Alkol bazlı el antiseptiği önerilebilir. Bunların da sağlık bakanlığı onaylı olanları tercih edilmelidir.
El yıkama konusuna değinebilir miyiz?
El yıkama gelişmiş ülkelerde en fazla virüslere karşı en fazla vurgu yapılan konudur. Hatta Amerika’daki ‘Sabun ve Deterjan Derneği’ 20-26 Eylül,2009 ‘da ‘El Yıkama Haftası’ düzenlenmiştir. Ne yazık ki gelişmiş ülkelerden farklı olarak bizde kazanda su kaynatarak banyo yapan kesim çoğunluktadır. İnsanların yaşam şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Sabun ve tuvalet kağıdı alamayacak büyük bir kesim vardır.
Hangi durumlarda el mutlaka yıkanmalıdır?
Her fırsatta yıkanması uygundur.
a)Yemek hazırlamaya başlamadan önce
b) Yemek öncesi ve sigara içtikten sonra
c) Tuvalet kullanım sonrası
d) Hayvana dokunduktan sonra
e) El kirli olduğu düşünüldüğünde
f) Öksürme,hapşırma sonrası
Dezenfekte ve temizlik elemanları nasıl korunmalıdır?
Kimyasal ile dezenfekte yapanlar tyvek tulum ve özel maske takmalıdır. Bu kurala her zaman uyulmadığı görülmektedir. Ev temizliği yapanlar tek kullanımlık eldiven kullanmalı ve sonrasında atmalıdır. Bu sıklık birden fazla olabilir. WC için bu çok önemlidir.
Korunma için siz ne yapıyorsunuz?
Hijyene dikkat etmenin yanında hergün koltuk altından ateş ölçülebilir. Ateş 38.5’a çıkmışsa hastaneye gitmeyi düşünürüm. Elimi ağız ve gözüme götürmemeye de dikkat ediyorum. El sıkışmak istemesemde çoğunlukla insanlar’ bir şey olmaz korkma deyip elimi sıkmaktadır’ Bu konuda örnek olmaya çalışıyorum. En çok şikayetçi olduğum konu insanların öksürürken ve hapşırırken bırakın peçete ile ağızlarını kapatmayı elleri ile bile kapatmamalarıdır. Sonrasında elini zaten yıkamalıdır.
Yollara tüküren insanlarda yoğunluktadır. Bu konuda da eğitim uygulamaları okullar başta olmak üzere her kuruluşta hijyen kapsamında olmalıdır.
Virüs nerede, ne kadar süre yaşar ?
a) Paslanmaz çelik ve plastik
- 24-48 saat yaşar.
-24 saat içinde ele bulaşabilir.
b) Tekstil,kağıt ve peçete
- 8-12 saat yaşar
- 15 dakika içinde ele bulaşabilir.
c) Eller
-5 dakika yaşar
Daha çok kitleyi biliçlendirmek amacıyla yazılan bu haberin kaynak yeri haberturk.com'dur...
Etiketler:
domuz gribi,
sağlıklı
Domuz Gribi Oldum, Ne Yapmalıyım? Diyorsanız
Domuz gribi Türkiye'de de etkisini göstermeye devam ediyor. Biz vatandaşlara düşen görevler ise dikkatli ve bilinçli olmaktır .
Dikkat edelim! Yayılmasın!
Evde istirahat edin.
Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayın.
Ellerinizi sıvı veya antibakteriyel sabunlar ile çok kez yıkayın.
Ellerinizi sık sık sabun ve bol su ile iyice köpürterek yıkayın.
Uzaktan selamlaşın.
Öpüşerek ve tokalaşarak selamlaşmayın.
Hastalığı başkalarına bulaştırmamak için tıbbi maske kullanın.
Ne Zaman Doktora Gitmeliyim?
- Zor nefes alma veya nefes darlığı
- Bilinç bulanıklığı
- 5 günden uzun süren yüksek ateş
- Koyu, iltihaplı balgam
- İshal ve kusma
gibi şikayetleriniz varsa mutlaka doktora gidin.
Etiketler:
domuz gribi,
sağlık
Domuz Gribi Bulaşma Riski ve Şekli Nasıldır
Domuz gribi Türkiye gündemini aldı, kafaları soru işaretleri ve a"acaba..." ile başlayan korkular kapladı.
Hastalık ne olursa olsun iyileşmede ya da hastalığa yakalanmamak için yapılması gereken ilk ve en etkili şey doğru bilinçlendirmedir. Bu bağlamda HaberTürk gazetesinde yer alan sayısal verileri yazımın içerisine serpiştirdim.
VİRÜSÜN BULAŞMA RİSKİ
Enfekte olmuş çocuktan yetişkine bulaşma riski %58
Enfekte olmuş yetişkinden çocuğa %42
İki yetişkin arasında %37
Enfekte olanların %30'unda hiçbir belirti görülmüyor. Yani hasta olmuyorlar. Bu durumda bulaşma riski de %50 azalıyor.
Virüs bir aksırık ile 15 metre uzaklıktaki bir insana bulaşabiliyor.
Domuz gribi virüsünün insan vücudundaki kuluçka dönemi (yani virüsün vücuda girmesi ve belirtileri gösterme arasındaki süre) 1-17 gün arasında değişiklik göstermektedir.
domuz gribine neden olan virüsün Klavye, musluk, kapıkolları gibi sert ve gözeneksiz yüzeylerde ortalama 2 gün; cilt kumaş gibi gözenekli yüzeylerde 1-2 saat; mukozada 17 gün yaşama özelliği vardır!
Hava yoluyla bulaşan virüs en çok ağızdan ve gözden bulaşıyor.
Sözkonusu domuz gribi hastalığını en şiddetli döneminde, hasta olan kişinin bir başka insana bulaştırma riski %10'dur.
Maske takıp, günde 10 kere el yıkayan kişilerde virüsten ve dolayısıyla da hastalığa yakalanma riskinden korunma oranı ise %50'dir.
Hastalık ne olursa olsun iyileşmede ya da hastalığa yakalanmamak için yapılması gereken ilk ve en etkili şey doğru bilinçlendirmedir. Bu bağlamda HaberTürk gazetesinde yer alan sayısal verileri yazımın içerisine serpiştirdim.
VİRÜSÜN BULAŞMA RİSKİ
Enfekte olmuş çocuktan yetişkine bulaşma riski %58
Enfekte olmuş yetişkinden çocuğa %42
İki yetişkin arasında %37
Enfekte olanların %30'unda hiçbir belirti görülmüyor. Yani hasta olmuyorlar. Bu durumda bulaşma riski de %50 azalıyor.
Virüs bir aksırık ile 15 metre uzaklıktaki bir insana bulaşabiliyor.
Domuz gribi virüsünün insan vücudundaki kuluçka dönemi (yani virüsün vücuda girmesi ve belirtileri gösterme arasındaki süre) 1-17 gün arasında değişiklik göstermektedir.
domuz gribine neden olan virüsün Klavye, musluk, kapıkolları gibi sert ve gözeneksiz yüzeylerde ortalama 2 gün; cilt kumaş gibi gözenekli yüzeylerde 1-2 saat; mukozada 17 gün yaşama özelliği vardır!
Hava yoluyla bulaşan virüs en çok ağızdan ve gözden bulaşıyor.
Sözkonusu domuz gribi hastalığını en şiddetli döneminde, hasta olan kişinin bir başka insana bulaştırma riski %10'dur.
Maske takıp, günde 10 kere el yıkayan kişilerde virüsten ve dolayısıyla da hastalığa yakalanma riskinden korunma oranı ise %50'dir.
Etiketler:
domuz gribi,
sağlık
Hangi İllerde Domuz Gribi Hastalığı Görüldü
Domuz Giribi son günlerde gündemin ana maddesi oldu. Herkes "acaba burada domuz giribi var mı?" sorusunu kendisine sormaktan alamıyor. Domuz gribi vakasının hangi illerde görüldüğünü ve kaç kişide ortaya çıktığını yazımın devamında bulabilirsiniz....
İllere Göre Türkiye Domuz Gribi Haritası ve Hasta Vaka Sayısı
İllere Göre Türkiye Domuz Gribi Haritası ve Hasta Vaka Sayısı
Ağrı - 5
Adana - 5
Aksaray - 1
Ankara - 320
Aydın - 5
Batman - 12
Bilecik - 1
Bursa - 7
Çorum - 3
Denizli - 2
Diyarbakır - 56
Elazığ - 1
Erzurum - 1
Eskişehir - 1
İstanbul - 369
İzmir - 4
Kayseri - 1
Kırklareli - 7
Konya - 3
Mardin - 3
Muğla - 51
Ordu - 1
Sakarya - 4
Sivas - 3
Tekirdağ - 1
Van - 5
Adana - 5
Aksaray - 1
Ankara - 320
Aydın - 5
Batman - 12
Bilecik - 1
Bursa - 7
Çorum - 3
Denizli - 2
Diyarbakır - 56
Elazığ - 1
Erzurum - 1
Eskişehir - 1
İstanbul - 369
İzmir - 4
Kayseri - 1
Kırklareli - 7
Konya - 3
Mardin - 3
Muğla - 51
Ordu - 1
Sakarya - 4
Sivas - 3
Tekirdağ - 1
Van - 5
Etiketler:
domuz gribi,
sağlık
ESHOT Öğrenci ve Öğretmen Kartları için Son 2 Ay
ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve geçtiğimiz aylardan itibaren, öğrenci ve öğretmen kartları ile Kentkart'ın tek kartta kullanılmasını amaçlayan birleştirilmiş kişisel kart uygulamasını hayata geçirdi.
Yeni kartlar ile öğrenci ve öğretmen kartları "kişiye özel" olarak hazırlanan Kentkartta birleştirildi. Tek kart uygulamasının kullanılmaya başlanacağı tarih 1 Ocak 2010. Kart değişimi için 2 aylık bir sürenin kaldığını hatırlatmak gerek.
ESHOT kart başvurusu için son günleri beklememenizi yoğunluk açısından tavsiye edilir.
ÖNEMLİ olarak da şunu belirtmek gerek ki işlemlerin yetiştirilmemesi durumunda öğrenci ve öğretmenlerin ulaşım indirimlerinden yararlanamayacağı uyarısı ESHOT yetkilileri tarafından yapıldı.
Başvuru için bilgilere buradan ulaşabilirsiniz...
Yeni kartlar ile öğrenci ve öğretmen kartları "kişiye özel" olarak hazırlanan Kentkartta birleştirildi. Tek kart uygulamasının kullanılmaya başlanacağı tarih 1 Ocak 2010. Kart değişimi için 2 aylık bir sürenin kaldığını hatırlatmak gerek.
ESHOT kart başvurusu için son günleri beklememenizi yoğunluk açısından tavsiye edilir.
ÖNEMLİ olarak da şunu belirtmek gerek ki işlemlerin yetiştirilmemesi durumunda öğrenci ve öğretmenlerin ulaşım indirimlerinden yararlanamayacağı uyarısı ESHOT yetkilileri tarafından yapıldı.
Başvuru için bilgilere buradan ulaşabilirsiniz...
FORUM İSTANBUL TEKNOSA’da BÜYÜK İNDİRİM
Bugüne kadar yapılan kampanyaların yaşanan indirimlerin en büyüğünü yapmaya hazırlanan TEKNOSA, iddialı bir kampanya yapmaya hazırlanyor.
Teknosa, bu hafta açılacak İstanbul Forum mağazası için çok iddialı bir kampanya hazırlıyor.
Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, 29 Ekim sabah saat 6.00'da gerçekleştirilecek Forum İstanbul mağazasının açılışına özel “büyük indirimler” yapılacağını belirterek, “Bugüne kadar, Türkiye'de hiç yaşanmamış bir indirim söz konusu olacak” dedi.
Önümüzdeki hafta iki yeni mağaza açılışı gerçekleştireceklerini, İzmir Agora'daki mağaza açılışının ardından 29 Ekim'de Forum İstanbul bünyesindeki “Exxtra” mağazasını İstanbulluların hizmetine açacaklarını kaydeden Nane, her iki açılışta da müşterilere fiyat konusunda fırsatlar sunacaklarını bildirdi.
Özellikle sabah saat 6.00'da gerçekleştirilecek Forum İstanbul mağazasının açılışına özel “büyük indirimler” yapılacağını belirten Nane, “Bugüne kadar, Türkiye'de hiç yaşanmamış bir indirim söz konusu olacak” dedi.
Teknosa, bu hafta açılacak İstanbul Forum mağazası için çok iddialı bir kampanya hazırlıyor.
Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, 29 Ekim sabah saat 6.00'da gerçekleştirilecek Forum İstanbul mağazasının açılışına özel “büyük indirimler” yapılacağını belirterek, “Bugüne kadar, Türkiye'de hiç yaşanmamış bir indirim söz konusu olacak” dedi.
Önümüzdeki hafta iki yeni mağaza açılışı gerçekleştireceklerini, İzmir Agora'daki mağaza açılışının ardından 29 Ekim'de Forum İstanbul bünyesindeki “Exxtra” mağazasını İstanbulluların hizmetine açacaklarını kaydeden Nane, her iki açılışta da müşterilere fiyat konusunda fırsatlar sunacaklarını bildirdi.
Özellikle sabah saat 6.00'da gerçekleştirilecek Forum İstanbul mağazasının açılışına özel “büyük indirimler” yapılacağını belirten Nane, “Bugüne kadar, Türkiye'de hiç yaşanmamış bir indirim söz konusu olacak” dedi.
Selülitlerinizi Yok Edemiyor musunuz? Suna Dumankaya
Çoğu bayanın sorunu hatta baş belasıdır selülit. Krem kullnılır, yürüyüş yapılır hatta beslenmeye dahi dikkat edilir fakat yine de istenilen çözüme gidilemez. Selülit sorunu harcanan onca çabaya rağmen hala oradadır.
Sn. Suna Dumankaya’nın gazetede kendisine ayrılmış olan sayfada açıklamış olduğu bitkisel çözüm yolunu sizler ile paylaşmak istedim.
Vücudunuzdaki suyu atmak için bol bol enginar, fesleğen ve lahana tüketmeniz gerekmektedir. Bitki çayları içmenin yanı sıra yürüyüş yapmanız da önerilir. Haftada bir kez kese ve masaj yapmanız önerilir. Ayrıca bir su bardağı susam yağına, yarım su bardağı limon suyu, 30 gram kafur, 10 dövülmüş aspirin, 10 damla öküzgözü esansı, 10 damla biberiye, 5 damla servi ağacı yağı ekleyip karıştırın. Bu karışımı her akşam masajla selülitli bölgelerinize yedirin. Evde iseniz eğer bir streç film ile sarıp 2 saat kadar bekletin.
Sn. Suna Dumankaya’nın gazetede kendisine ayrılmış olan sayfada açıklamış olduğu bitkisel çözüm yolunu sizler ile paylaşmak istedim.
Vücudunuzdaki suyu atmak için bol bol enginar, fesleğen ve lahana tüketmeniz gerekmektedir. Bitki çayları içmenin yanı sıra yürüyüş yapmanız da önerilir. Haftada bir kez kese ve masaj yapmanız önerilir. Ayrıca bir su bardağı susam yağına, yarım su bardağı limon suyu, 30 gram kafur, 10 dövülmüş aspirin, 10 damla öküzgözü esansı, 10 damla biberiye, 5 damla servi ağacı yağı ekleyip karıştırın. Bu karışımı her akşam masajla selülitli bölgelerinize yedirin. Evde iseniz eğer bir streç film ile sarıp 2 saat kadar bekletin.
Etiketler:
bakım,
Güzellik,
kadın,
pratik bilgi,
sağlık,
suna dumankaya
Ayak Mantarına Kekik ile Bitkisel Çözüm Yolu -Suna Dumankaya
Ayaklarda oluşan mantarlar çoğumuzun sorunları arasında yer alır. Doktor tedavisi elbette ki öncelikli önerilen İLK çözüm yoludur.
Fakat Sn. Suna Dumankaya’nın gazetede kendisine ait sayfasında vermiş olduğu öneriler tedavi sürecini hızlandırmak ve zararı olmayan bitkisel çözüm yoluna anlatmıştır.
Öncelikli olarak mayalı yiyeceklerden ve içeceklerden uzak durulması gerekir. Bitkisel çözüm formülü olarak 600 gram suyun içine bir tutam dağ kekiği ekleyip kaynatın. Çay gibi demleyip süzdükten sonra, içine bir kahve fincanı elma sirkesi katın. Bu karışımdan her akşam yatmadan önce, mantarlı bölgeye sürün. Sabah uyandığınızda ise duş alın.
Fakat Sn. Suna Dumankaya’nın gazetede kendisine ait sayfasında vermiş olduğu öneriler tedavi sürecini hızlandırmak ve zararı olmayan bitkisel çözüm yoluna anlatmıştır.
Öncelikli olarak mayalı yiyeceklerden ve içeceklerden uzak durulması gerekir. Bitkisel çözüm formülü olarak 600 gram suyun içine bir tutam dağ kekiği ekleyip kaynatın. Çay gibi demleyip süzdükten sonra, içine bir kahve fincanı elma sirkesi katın. Bu karışımdan her akşam yatmadan önce, mantarlı bölgeye sürün. Sabah uyandığınızda ise duş alın.
Etiketler:
bakım,
pratik bilgi,
sağlık,
suna dumankaya,
yaşam
Brokoli Mide Kanserini Önlüyor
Öğrenciye Uyuşturucu Araştırma Ödevi Verilirse
Türkiye’deki eğitim sistemi tartışıla dursun ben bir üniversite öğrencisi olarak eğitimcileri eleştireceğim.
Çoğu öğretmenin, devlet tarafından maaş ile ödüllendirilen birer eğitimci olduğunu değil devlet adına çalışan memur olduğu kanısındayım. Genelleme yaptığım bu durumu nereden mi çıkarıyorum? 14 yıldır süregelen öğrencilik hayatımdan…
Gözüme çarpan ve son derece de hassas olan bir konuyu eğitimci kişilere ve eğitilen öğrencilerin ailelerine duyurmak için bu yazıyı yazmış bulunuyor ve asıl konuya giriyorum.
Öğrencilere “uyuşturucu” ile ilgili araştırma ödevi verilirse ne olur?
(Yazımı okumaya devam etmeden çok kısa bir süreliğine sonuçları kafanızda düşünmenizi ve benim düşüncelerim ile karşılaştırmanızı siz okuyucularımdan rica ediyorum.)
Öğrenci ilk iş olarak odasında ya da okulda bilgisayar yardımı ile internet ortamında ödevi araştırmaya başlayacaktır. Google öğretmenine(!) “uyuşturucu, uyuşturucu ile ilgili ödevler, sunumlar, uyuşturucu resim, uyuşturucu nasıl kullanılır, uyuşturucunun zararları,…” gibi anahtar kelimeler ile sorular yöneltecektir. Google öğretmeninin yönlendirmesi ile önce ödev sitelerine daha sonra da içeriğinin ne olduğu belirsiz olan birçok zararlı siteye yönleneceklerdir.
Burada aklıma gelen “Reklamın iyisi kötüsü olmaz!” tabiridir. Bu yüzden uyuşturucuyu ödev adı altında bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gençlere tanıtmak zararlıdır düşüncesini hep savunmuşumdur. Çünkü o zamana kadar uyuşturucunun ne olduğunu bilmeyen öğrenci artık onun nasıl kullanıldığını, nasıl bir madde olduğunu dolaylı yoldan öğrenmiş olacaktır. Bu sebepledir ki uyuşturucunun birer reklam tanıtımı olmasının önüne geçmek için ilkokulda gezip “uyuşturucunun zararları” adı altında paneller düzenleyen polis vb. kurumlar tarafınca uyuşturucudan bilinçli bir şekilde öğrenciye bahsedilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Şiddetle şunu savunuyorum: UYUŞTURUCU ZARARLIDIR. ÖLDÜRÜR. HAYAT SÖNDÜRÜR. Bu yazımdan da bir reklam payı çıkartmanızı istemem.
Öğretmenler lütfen verdiğiniz ödevlere dikkat edin. Aileler lütfen gereksiz ve bir o kadar da zararlı bilgiler içeren ve ulaşılması kolay internet sitelerine karşı çocuklarınızı korumaya çalışın.
Çoğu öğretmenin, devlet tarafından maaş ile ödüllendirilen birer eğitimci olduğunu değil devlet adına çalışan memur olduğu kanısındayım. Genelleme yaptığım bu durumu nereden mi çıkarıyorum? 14 yıldır süregelen öğrencilik hayatımdan…
Gözüme çarpan ve son derece de hassas olan bir konuyu eğitimci kişilere ve eğitilen öğrencilerin ailelerine duyurmak için bu yazıyı yazmış bulunuyor ve asıl konuya giriyorum.
Öğrencilere “uyuşturucu” ile ilgili araştırma ödevi verilirse ne olur?
(Yazımı okumaya devam etmeden çok kısa bir süreliğine sonuçları kafanızda düşünmenizi ve benim düşüncelerim ile karşılaştırmanızı siz okuyucularımdan rica ediyorum.)
Öğrenci ilk iş olarak odasında ya da okulda bilgisayar yardımı ile internet ortamında ödevi araştırmaya başlayacaktır. Google öğretmenine(!) “uyuşturucu, uyuşturucu ile ilgili ödevler, sunumlar, uyuşturucu resim, uyuşturucu nasıl kullanılır, uyuşturucunun zararları,…” gibi anahtar kelimeler ile sorular yöneltecektir. Google öğretmeninin yönlendirmesi ile önce ödev sitelerine daha sonra da içeriğinin ne olduğu belirsiz olan birçok zararlı siteye yönleneceklerdir.
Burada aklıma gelen “Reklamın iyisi kötüsü olmaz!” tabiridir. Bu yüzden uyuşturucuyu ödev adı altında bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gençlere tanıtmak zararlıdır düşüncesini hep savunmuşumdur. Çünkü o zamana kadar uyuşturucunun ne olduğunu bilmeyen öğrenci artık onun nasıl kullanıldığını, nasıl bir madde olduğunu dolaylı yoldan öğrenmiş olacaktır. Bu sebepledir ki uyuşturucunun birer reklam tanıtımı olmasının önüne geçmek için ilkokulda gezip “uyuşturucunun zararları” adı altında paneller düzenleyen polis vb. kurumlar tarafınca uyuşturucudan bilinçli bir şekilde öğrenciye bahsedilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Şiddetle şunu savunuyorum: UYUŞTURUCU ZARARLIDIR. ÖLDÜRÜR. HAYAT SÖNDÜRÜR. Bu yazımdan da bir reklam payı çıkartmanızı istemem.
Öğretmenler lütfen verdiğiniz ödevlere dikkat edin. Aileler lütfen gereksiz ve bir o kadar da zararlı bilgiler içeren ve ulaşılması kolay internet sitelerine karşı çocuklarınızı korumaya çalışın.
Çay Lekesi Nasıl Çıkar?
Pamuklu ve yünlülerde: Lekenin üzerinden uzun süre geçmemiş ise eğer, ılık suya bastırılmış bir bezle leke bölgesini ovun... Lekenin üzerinden uzun bir süre geçmiş ise, içine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçasıyla tamponlayın. Ilık su ile çalkalayın.
Döşemelik kumaşlarda: Amonyaklı suya batırılmış bir bezle silin.
Döşemelik kumaşlarda: Amonyaklı suya batırılmış bir bezle silin.
Etiketler:
kadın,
pratik bilgi,
yaşam
Zatürree Aşısı Hangi Durumlarda Kimlere Yapılmalı?
İlerlemiş yaşı nedeniyle genel durumu bozuk olan, bağışıklık sistemi güçsüz, sağlıklı yaşlılara koruyucu amaçlı aşı yapılması faydalıdır. Özellikle solunum yetmezliği, tıkayıcı solunum yolu yetmezliği, kalp yetmezliği bulunanlar, ağır seyirli şeker hastalığı yaşayanlar, kemoterapi yapılanlar da koruyucu amaçlı aşı yaptırmaları önerilir. Bunların yanı sıra sağlıklı ve genç orta yaşlıların, hiçbir sağlık problemi olmayan zinde yaşlıların rutin olarak bu aşıyı yaptırmaları gerekmektedir.
KiLO VERME Programında Krom Kullanmak Yararlı mı?
Kilo verme programında krom kullanmak yararlı mı...
Özellikle insülin direnciyle birlikte olan kilo sorununun çözümünde krom içeren desteklerden sık sık yararlanılıyor. Ancak kromun kilo kaybı sağlamaktan çok, kanda insülin eksikliğinin sağlanması, insülin şeker dengesinin düzenlenmesi gibi yararlar sağlayabileceği düşünülüyor. Bununla birlikte ciddi bir yararının olmadığını olmadığını gösteren bir çok çalışma var. Bu nedenle diyet+ egzersiz planını ciddi bir şekilde uygulamadan sadece krom tabletleri kullanmak ya da krom+elma, krom+elma+yeşil çay+karmitin gibi karışımlardan faydalanmaya çalışmak hiçbir sonuç vermiyor. Ayrıca kromun fazlasının deri kızarmalarına, karaciğer fonksiyonunda bozulmalara, mide bağırsak kanalında tahrişlere, hatta yüksek dozlarda burun bölmesinde delinme, akciğer kanseri gibi problemlere neden olabileceği unutlmamalıdır.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’na son derece önemli ve güncel olan bu konudaki bilgilendirici yazısı için TEŞEKKÜRLER…
Özellikle insülin direnciyle birlikte olan kilo sorununun çözümünde krom içeren desteklerden sık sık yararlanılıyor. Ancak kromun kilo kaybı sağlamaktan çok, kanda insülin eksikliğinin sağlanması, insülin şeker dengesinin düzenlenmesi gibi yararlar sağlayabileceği düşünülüyor. Bununla birlikte ciddi bir yararının olmadığını olmadığını gösteren bir çok çalışma var. Bu nedenle diyet+ egzersiz planını ciddi bir şekilde uygulamadan sadece krom tabletleri kullanmak ya da krom+elma, krom+elma+yeşil çay+karmitin gibi karışımlardan faydalanmaya çalışmak hiçbir sonuç vermiyor. Ayrıca kromun fazlasının deri kızarmalarına, karaciğer fonksiyonunda bozulmalara, mide bağırsak kanalında tahrişlere, hatta yüksek dozlarda burun bölmesinde delinme, akciğer kanseri gibi problemlere neden olabileceği unutlmamalıdır.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’na son derece önemli ve güncel olan bu konudaki bilgilendirici yazısı için TEŞEKKÜRLER…
Pnömatik Silindirler ve Özellikleri
Latince hava ve rüzgar manasına gelen "pnomo" kelimesinden gelen pnömatik, basınçlı hava ile çalışan mekanik sistemlerin hareket ve kontrolünü inceleyen bilim ve mühendislik dalıdır. Günümüzde ticaret olarak da gelişmiştir.
Bilinen en eski uygulama M.Ö. 2500 yıllarında kullanılan hava körüğüdür.
Genel olarak şöyle de tanımlanabilir: Gaz basıncı ile çalışan sistemlerin hareket ve kontrolünü havayı yardımı ile gerçekleştiren uygulama alanıdır.
NEDEN PNÖMATİK SİLİNDİR TERCİH EDİLİR?
Pnömatik hareket ve kontrol sistemlerinin hidrolik ve elektrikli sistemlere nazaran bazı üstünlükleri vardır. Hidroliğe göre daha düşük basınçlarda çalışırlar, bu sebeple pnömatik donanımlar daha ucuzdur. Yüksek çalışma hızları yakalayabilirler.
Basınçlı hava yakın dönemlerde madencilik ve metalürji sektöründe kullanılmıştır. Önceleri çok basit ve az sayıda elemanlardan oluşan Pnömatik kontrol devreleri günümüzde onlarca hareket elemanının birleşimine olanak vermekte ve diğer modern kontrol sistemleri ile entegre çalışan neredeyse tüm endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır. Pnömatik sistemlerin endüstriyel uygulamalarda sıklıkla kullanılması, Pnömatik çalışma ve kontrol elemanlarının karakteristik özelliklerinin yanı sıra enerji kaynağı olan kullanılan basınçlı havanın olumlu özelliklere sahip olmasıyla da doğru orantılıdır.
Hava basıncı bar ile ölçülür bu tip makinelerin kullanım yerleri hidroliğe göre daha hijyenik ortamlarda çalışabilmesidir. Makineler hidroliğe göre daha düşük basınçlarda çalışırlar.
PNÖMATİK SİLİNDİRLER NERELERDE KULLANILIRLAR?
Pnömatik silindirler, üretimin birçok aşamasında, sıkıştırma, baskı uygulama, kaldırma ya da herhangi bir sebeple lineer hareket gereken yerlerde sıkça kullanılırlar.
Pres uygulamalarında, ilaç sektöründe, madencilikten montaj hatlarına, demir çelik endüstrisinden düşük basınçlı mantık devrelerine kadar birçok alanda değişik tip ve boyuttaki Pnömatik elemanlar kullanılmaktadır. Genel bir ifadeyle, endüstriyel uygulamaların neredeyse tümünde pnömatik elemanlar ve sistemler kullanılır. Pnömatik ile çok genel bir anlatımla yaklaşık 6 bar basınçta 0–3000 kg. arasında kuvvet gerektiren doğrusal hareketler, 0-36O ºC arasındaki açılarda döndürme ve indeksleme işlemleri, 0 – 100 KW güç verebilen dairesel hareket elde etmek mümkündür.
Pnömatik kuvvet ve hareket sistemlerinin yanı sıra otomasyon uygulamalarında da çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Pnömatik öncelikli olarak hareketlerin nispeten hızlı elde edilen kuvvetlerin küçük ve çalışma şartlarının temiz ve emniyetli olması gereken yerlerde tercih edilir.
ÇALIŞMA PRENSİPLERİ
Pnömatik silindirin çalışma prensibi, hava haznesine basınçlı hava aktararak ayırıcı pistona ve piston koluna lineer hareket vermektir.
Pnömatik silindirler basınçlı hava enerjisini doğrusal itme veya çekme hareketine dönüştürür, hava motorları ise basınçlı hava enerjisini dairesel dönme hareketine dönüştürür.
Bu durumda, bir pnömatik silindiri gözönüne aldığınızda, elektrik enerjisi öncelikle hava sıkıştırmak için mekanik enerjiye çevrilir. Mekanik enerji, atmosferik basınçtaki havayı daha üst bir basınca çıkarmak için kullanılır. Enerji, basınçlı hava olarak kanallar yolu ile taşınır ve silindire gelir. Bu esnada, kanalların uzunluğuna ve yapısına bağlı olarak, yol boyunca taşıma kanallarına sürtünen hava enerjisinin bir kısmını kaybedecektir. Ek olarak, hava hattı boyunca her küçük boşluk, delik boşa harcanan enerji anlamına gelmektedir. Bu etmenler, havanın kullanıldığı noktada basınç düşüklüğü olarak gözlenebilir. Silindirde hacim değişikliği ile düşük basınç düzeyine geçmek isteyen hava pistonu hareketlendirir. Bu noktada, hava içerisinde depolanan enerji, tekrar mekanik enerjiye çevrilerek lineer hareket elde edilir.
Kaynak:teknoogle.blogspot.com
Bilinen en eski uygulama M.Ö. 2500 yıllarında kullanılan hava körüğüdür.
Genel olarak şöyle de tanımlanabilir: Gaz basıncı ile çalışan sistemlerin hareket ve kontrolünü havayı yardımı ile gerçekleştiren uygulama alanıdır.
NEDEN PNÖMATİK SİLİNDİR TERCİH EDİLİR?
Pnömatik hareket ve kontrol sistemlerinin hidrolik ve elektrikli sistemlere nazaran bazı üstünlükleri vardır. Hidroliğe göre daha düşük basınçlarda çalışırlar, bu sebeple pnömatik donanımlar daha ucuzdur. Yüksek çalışma hızları yakalayabilirler.
Basınçlı hava yakın dönemlerde madencilik ve metalürji sektöründe kullanılmıştır. Önceleri çok basit ve az sayıda elemanlardan oluşan Pnömatik kontrol devreleri günümüzde onlarca hareket elemanının birleşimine olanak vermekte ve diğer modern kontrol sistemleri ile entegre çalışan neredeyse tüm endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır. Pnömatik sistemlerin endüstriyel uygulamalarda sıklıkla kullanılması, Pnömatik çalışma ve kontrol elemanlarının karakteristik özelliklerinin yanı sıra enerji kaynağı olan kullanılan basınçlı havanın olumlu özelliklere sahip olmasıyla da doğru orantılıdır.
Hava basıncı bar ile ölçülür bu tip makinelerin kullanım yerleri hidroliğe göre daha hijyenik ortamlarda çalışabilmesidir. Makineler hidroliğe göre daha düşük basınçlarda çalışırlar.
PNÖMATİK SİLİNDİRLER NERELERDE KULLANILIRLAR?
Pnömatik silindirler, üretimin birçok aşamasında, sıkıştırma, baskı uygulama, kaldırma ya da herhangi bir sebeple lineer hareket gereken yerlerde sıkça kullanılırlar.
Pres uygulamalarında, ilaç sektöründe, madencilikten montaj hatlarına, demir çelik endüstrisinden düşük basınçlı mantık devrelerine kadar birçok alanda değişik tip ve boyuttaki Pnömatik elemanlar kullanılmaktadır. Genel bir ifadeyle, endüstriyel uygulamaların neredeyse tümünde pnömatik elemanlar ve sistemler kullanılır. Pnömatik ile çok genel bir anlatımla yaklaşık 6 bar basınçta 0–3000 kg. arasında kuvvet gerektiren doğrusal hareketler, 0-36O ºC arasındaki açılarda döndürme ve indeksleme işlemleri, 0 – 100 KW güç verebilen dairesel hareket elde etmek mümkündür.
Pnömatik kuvvet ve hareket sistemlerinin yanı sıra otomasyon uygulamalarında da çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Pnömatik öncelikli olarak hareketlerin nispeten hızlı elde edilen kuvvetlerin küçük ve çalışma şartlarının temiz ve emniyetli olması gereken yerlerde tercih edilir.
ÇALIŞMA PRENSİPLERİ
Pnömatik silindirin çalışma prensibi, hava haznesine basınçlı hava aktararak ayırıcı pistona ve piston koluna lineer hareket vermektir.
Pnömatik silindirler basınçlı hava enerjisini doğrusal itme veya çekme hareketine dönüştürür, hava motorları ise basınçlı hava enerjisini dairesel dönme hareketine dönüştürür.
Bu durumda, bir pnömatik silindiri gözönüne aldığınızda, elektrik enerjisi öncelikle hava sıkıştırmak için mekanik enerjiye çevrilir. Mekanik enerji, atmosferik basınçtaki havayı daha üst bir basınca çıkarmak için kullanılır. Enerji, basınçlı hava olarak kanallar yolu ile taşınır ve silindire gelir. Bu esnada, kanalların uzunluğuna ve yapısına bağlı olarak, yol boyunca taşıma kanallarına sürtünen hava enerjisinin bir kısmını kaybedecektir. Ek olarak, hava hattı boyunca her küçük boşluk, delik boşa harcanan enerji anlamına gelmektedir. Bu etmenler, havanın kullanıldığı noktada basınç düşüklüğü olarak gözlenebilir. Silindirde hacim değişikliği ile düşük basınç düzeyine geçmek isteyen hava pistonu hareketlendirir. Bu noktada, hava içerisinde depolanan enerji, tekrar mekanik enerjiye çevrilerek lineer hareket elde edilir.
Kaynak:teknoogle.blogspot.com
Etiketler:
akışkanlar mekaniği,
makine,
makine mühendisi,
makine mühendisliği,
ödev,
öğrenci
EVDE Renkli, Siyah Yazıcı Kartuş Dolumu Nasıl Yapılır?
Aynı marka kartuşların genel yapıları birbirine benzemektedir. Bu yüzdendir ki tek sefer için yapılan uygulamalı pratik kartuş dolumu konusunda bilgili ve yetkin yapmaya yetecektir.
Öncelikle yapmanız gereken şey biraz girişken olmak ve geri dönüşümü olmayan bir şey yapma korkusunu ve endişesini üzerinizden atmaktır. “Ya bir şey olursa…” fikri beyninize hakimse öncelikle bundan kurtulun. Çünkü kaliteli mürekkep kullanan bir dolum meraklısının fiziksel darbe vermedikçe kartuşu bozması neredeyse imkansızdır.
EV ORTAMINDA YAZICI KARTUŞU NASIL DOLDURULUR?
Kartuş kapaklarında 5 delik bulunur. Bunlar odacık diye tabir ettiğimiz mürekkep hazneleridir. Bazılarında 3 delik bulunur. Bunlar deliklerin aynı odacığa baktığı kartuş tipleridir. Bu durumda aynı odacığa bakan deliklerden dolum yapılması yeterli olmaktadır.
RENKSİZ(SİYAH) KARTUŞ DOLUMU
Siyah kartuşun mürekkep dolumu oldukça basittir. Çünkü tek renk olması tek odacıklı olması anlamına geliyor. Bu da tek delikli olanlarda (başka seçenek olmadığından) bu delikten mürekkep dolum işlemi gerçekleştirilecektir. Her ne kadar bütün delikler aynı odacığa açılıyor olsa da ( birden fazla delikli siyah kartuşlar için geçerli) en tepedeki delikten mürekkep doldurulmasını öneririz. Çünkü özellikle HP, farklı hacimlerde kartuş üretimi için kartuşa içeriden duvar koyabiliyor.
RENKLİ KARTUŞ DOLUMU
Renkli kartuşta mürekkep dolum işlemi öncesinde renkli kartuşların deliklerindeki renk tespitinin iyi yapılması gerekmektedir. Tespit işlemi için kimi zaman deliklerden bakmak yeterli olurken aksi durumda peçete ya da pamuk batırılarak deliklerin renk tespiti yapılabilmektedir.
TEMEL AMACIMIZ içerideki süngere yeterli miktarda mürekkep enjekte etmektir.
İlk olarak kartuşun üst (tepe) kısmındaki kartuş etiketini kaldırın.
Karşımıza odacıklara ait delikler çıkacaktır. Deliklerin renk tespitini peçete ya da göz yardımıyla yapın.
Bu aşamada şunu belirtmek istiyorum: Her kartuşun renk hazneleri aynı yerde değildir. Bu yüzden deliklerin renk kontrolünü kendiniz yapmanız gerekmektedir.
Dolum işlemi esnasında iğneyi fazla dibe batırmamaya ve mürekkebi yavaş bir şekilde boşaltmaya dikkat edin.
Şırınga yardımı ile ilgili renkleri ait oldukları deliklere hazneleri taşırmadan yeterli miktarda mürekkebi enjekte edin.
ŞİMDİ üzerinde dolum işlemi gerçekleştirdiğiniz kartuşun damlama/akma yapıp yapmadığını kontrol edin. Altta yer alan püskürtme bölümünde sıvı mürekkep birikmesi kartuşun verimini azaltır. Bu durumda birikme yapan rengin haznesinden bir miktar mürekkebi yine şırınga yardımı ile geri çekin.
Damlama yapmadığından emin olduktan sonra bir peçete yardımı ile renkleri tekrardan görün. (Peçeteyi bastıdğınızda renkleri net olarak göremiyorsanız ya da düzgün çıktılar alamıyorsanız kartuş temizleme işlemi yapmanız gerekmektedir.) Ağzını sildikten sonra kartuşu takıp kullanabilirsiniz.
Öncelikle yapmanız gereken şey biraz girişken olmak ve geri dönüşümü olmayan bir şey yapma korkusunu ve endişesini üzerinizden atmaktır. “Ya bir şey olursa…” fikri beyninize hakimse öncelikle bundan kurtulun. Çünkü kaliteli mürekkep kullanan bir dolum meraklısının fiziksel darbe vermedikçe kartuşu bozması neredeyse imkansızdır.
EV ORTAMINDA YAZICI KARTUŞU NASIL DOLDURULUR?
Kartuş kapaklarında 5 delik bulunur. Bunlar odacık diye tabir ettiğimiz mürekkep hazneleridir. Bazılarında 3 delik bulunur. Bunlar deliklerin aynı odacığa baktığı kartuş tipleridir. Bu durumda aynı odacığa bakan deliklerden dolum yapılması yeterli olmaktadır.
RENKSİZ(SİYAH) KARTUŞ DOLUMU
Siyah kartuşun mürekkep dolumu oldukça basittir. Çünkü tek renk olması tek odacıklı olması anlamına geliyor. Bu da tek delikli olanlarda (başka seçenek olmadığından) bu delikten mürekkep dolum işlemi gerçekleştirilecektir. Her ne kadar bütün delikler aynı odacığa açılıyor olsa da ( birden fazla delikli siyah kartuşlar için geçerli) en tepedeki delikten mürekkep doldurulmasını öneririz. Çünkü özellikle HP, farklı hacimlerde kartuş üretimi için kartuşa içeriden duvar koyabiliyor.
RENKLİ KARTUŞ DOLUMU
Renkli kartuşta mürekkep dolum işlemi öncesinde renkli kartuşların deliklerindeki renk tespitinin iyi yapılması gerekmektedir. Tespit işlemi için kimi zaman deliklerden bakmak yeterli olurken aksi durumda peçete ya da pamuk batırılarak deliklerin renk tespiti yapılabilmektedir.
TEMEL AMACIMIZ içerideki süngere yeterli miktarda mürekkep enjekte etmektir.
İlk olarak kartuşun üst (tepe) kısmındaki kartuş etiketini kaldırın.
Karşımıza odacıklara ait delikler çıkacaktır. Deliklerin renk tespitini peçete ya da göz yardımıyla yapın.
Bu aşamada şunu belirtmek istiyorum: Her kartuşun renk hazneleri aynı yerde değildir. Bu yüzden deliklerin renk kontrolünü kendiniz yapmanız gerekmektedir.
Dolum işlemi esnasında iğneyi fazla dibe batırmamaya ve mürekkebi yavaş bir şekilde boşaltmaya dikkat edin.
Şırınga yardımı ile ilgili renkleri ait oldukları deliklere hazneleri taşırmadan yeterli miktarda mürekkebi enjekte edin.
ŞİMDİ üzerinde dolum işlemi gerçekleştirdiğiniz kartuşun damlama/akma yapıp yapmadığını kontrol edin. Altta yer alan püskürtme bölümünde sıvı mürekkep birikmesi kartuşun verimini azaltır. Bu durumda birikme yapan rengin haznesinden bir miktar mürekkebi yine şırınga yardımı ile geri çekin.
Damlama yapmadığından emin olduktan sonra bir peçete yardımı ile renkleri tekrardan görün. (Peçeteyi bastıdğınızda renkleri net olarak göremiyorsanız ya da düzgün çıktılar alamıyorsanız kartuş temizleme işlemi yapmanız gerekmektedir.) Ağzını sildikten sonra kartuşu takıp kullanabilirsiniz.
Etiketler:
bilgisayar,
pratik bilgi
Kış Ayı için Pratik Cilt Bakım Önerileri
Kış ayının gelmesi kişisel bakımda bazı uygulamarı da beraberinde getirdi. Yaz aylarının bakım yöntemleri elbiseler ile birlikte raflara kaldırıldı. İşte bu kış cildinize yaz ıcaklığını verecek pratik öneriler:
Soğuk havanın etkisini gösterdiği kış mevsiminde rüzgar cildinizi kurutup, dudaklarınızı çatlatabilir. Kuruyan dirsekleriniz kaşınıyor, yüzünüzdeki T bölgesi bakıma ihtiyaç duyuyorsa bu yazımı okumanızı öneririm.
BANYODA GEÇİRİLEN ZAMANIN CİLDE ETKİSİ
Sıcak buharlı bir banyonun soğuk kış günlerinde ayrı bir çekiciliği olmaktadır. Ağrıyan kaslarınız gerilebilir... Fakat unutulmamalıdır ki aynı zamanda cildimizin nemini de alıp götürür. Bu nedenle sıcak su ile yapılan banyo soğuk su veya ılık suya oranla cildin koruyucu doğal yağını daha hızlı çıkararak ciltte kuruluğa neden olur.
Çözüm olarak banyo zamanını kısa tutup sıcak su yerine ılık su tercih edilmelidir. Kurulunırken ise vücudumuzu havlu ile ovalayarak değil, havluyu vücudumuza bastırarak kurutumak gerekir.
CİLT BAKIMINDA SABUN TERCİHİ
Cilt bakımı için yumuşak sabunların tercihi önerilmektedir. Her ne kadar antibakteriyel ya da koku giderici sabunları sevseniz de bu sabunlar kimi zaman size faydadan çok zarar getirebilmektedir.
Cildimiz için en ideal sabun tercihi asidi dengeli yumuşak sabunları kullanmak.
NEMLENDİRİCİ KULLANIMI
Kuru cilt problemini ortadan kaldırmanın en etkili ve pratik çözümlerinden biri de nemlendirici kullanmaktır. Bu öneri sizi ünlü markaların pahalı ürünlerine yönlendirmesin. Market rafından alacağınız bir nemlendirici de aynı işi görebilir. Hatta saç bakımı için kullanmış olduğunuz saç kremi bile cildin nemini içeride tutmaya yetmektedir. Her ne kadar yağlı ciltler için nemlendirici önerilmese de yağlı ciltli kişiler de nemlendirici kullanabilir. Ancak cildin gözeneklerini tıkamayacak bir krem seçimi gerekir.
ERKEKLER!TIRAŞ BIÇAĞI KULLANIRKEN DİKKAT!
Erkeklerin ciltlerine kremlerden çok tıraş bıçaklarının değdiği bir gerçek. Fakat gelin görün ki tıraş bıçakları kuru ciltleri kolay örseler bu sebeple:
• Tıraş bıçağı kullanırken mutlaka traş kremi ile cildi nemlendirin
• Tıraş bıçağınızı sık sık yenileyin
• Sakallarınızın çıkış yönüne göre tıraş olun
Kışın Güneşten Korunmalı mıyız?
Güneşin zararlı ışınlarının %80’i ince bulutlardan, siten geçer ve dünyaya ulaşır. Güneşin kırışıklık, siyah noktaları gibi neden olduğu zararlardan korunmak için kışın da 15 ve üzeri güneş koruma faktörülü kremleri kullanmanız önerilir.
Çatlamış, Kurumuş Dudaklar İçin Pratik Öneriler
Unutulmaması gerekir ki dudaklarınıza ait yağ bezleri yoktur. Bu sebeple dudaklarınız çok sık kurumaktadır. Kurumuş dudaklarınız için şu pratik öneriler verilebilir:
• Devamlı ıslanıp kurumaları çatlamaya sebep vereceğinden dudaklarınızı yalamayın...
• Soğuk ve rüzgarlı günlerde dudaklarınızı atkı v.b. ile koruyun.
Bu yazıyı yazarken Dr. Eren Eroğlu’nun yazısından esinlendim...
Soğuk havanın etkisini gösterdiği kış mevsiminde rüzgar cildinizi kurutup, dudaklarınızı çatlatabilir. Kuruyan dirsekleriniz kaşınıyor, yüzünüzdeki T bölgesi bakıma ihtiyaç duyuyorsa bu yazımı okumanızı öneririm.
BANYODA GEÇİRİLEN ZAMANIN CİLDE ETKİSİ
Sıcak buharlı bir banyonun soğuk kış günlerinde ayrı bir çekiciliği olmaktadır. Ağrıyan kaslarınız gerilebilir... Fakat unutulmamalıdır ki aynı zamanda cildimizin nemini de alıp götürür. Bu nedenle sıcak su ile yapılan banyo soğuk su veya ılık suya oranla cildin koruyucu doğal yağını daha hızlı çıkararak ciltte kuruluğa neden olur.
Çözüm olarak banyo zamanını kısa tutup sıcak su yerine ılık su tercih edilmelidir. Kurulunırken ise vücudumuzu havlu ile ovalayarak değil, havluyu vücudumuza bastırarak kurutumak gerekir.
CİLT BAKIMINDA SABUN TERCİHİ
Cilt bakımı için yumuşak sabunların tercihi önerilmektedir. Her ne kadar antibakteriyel ya da koku giderici sabunları sevseniz de bu sabunlar kimi zaman size faydadan çok zarar getirebilmektedir.
Cildimiz için en ideal sabun tercihi asidi dengeli yumuşak sabunları kullanmak.
NEMLENDİRİCİ KULLANIMI
Kuru cilt problemini ortadan kaldırmanın en etkili ve pratik çözümlerinden biri de nemlendirici kullanmaktır. Bu öneri sizi ünlü markaların pahalı ürünlerine yönlendirmesin. Market rafından alacağınız bir nemlendirici de aynı işi görebilir. Hatta saç bakımı için kullanmış olduğunuz saç kremi bile cildin nemini içeride tutmaya yetmektedir. Her ne kadar yağlı ciltler için nemlendirici önerilmese de yağlı ciltli kişiler de nemlendirici kullanabilir. Ancak cildin gözeneklerini tıkamayacak bir krem seçimi gerekir.
ERKEKLER!TIRAŞ BIÇAĞI KULLANIRKEN DİKKAT!
Erkeklerin ciltlerine kremlerden çok tıraş bıçaklarının değdiği bir gerçek. Fakat gelin görün ki tıraş bıçakları kuru ciltleri kolay örseler bu sebeple:
• Tıraş bıçağı kullanırken mutlaka traş kremi ile cildi nemlendirin
• Tıraş bıçağınızı sık sık yenileyin
• Sakallarınızın çıkış yönüne göre tıraş olun
Kışın Güneşten Korunmalı mıyız?
Güneşin zararlı ışınlarının %80’i ince bulutlardan, siten geçer ve dünyaya ulaşır. Güneşin kırışıklık, siyah noktaları gibi neden olduğu zararlardan korunmak için kışın da 15 ve üzeri güneş koruma faktörülü kremleri kullanmanız önerilir.
Çatlamış, Kurumuş Dudaklar İçin Pratik Öneriler
Unutulmaması gerekir ki dudaklarınıza ait yağ bezleri yoktur. Bu sebeple dudaklarınız çok sık kurumaktadır. Kurumuş dudaklarınız için şu pratik öneriler verilebilir:
• Devamlı ıslanıp kurumaları çatlamaya sebep vereceğinden dudaklarınızı yalamayın...
• Soğuk ve rüzgarlı günlerde dudaklarınızı atkı v.b. ile koruyun.
Bu yazıyı yazarken Dr. Eren Eroğlu’nun yazısından esinlendim...
Newton ve Newton Tipi Olmayan Akışkanlar ve Özellikleri
Newton Tipi Akışkanlar ve Özellikleri
Defermasyon hızının kayma gerilmesiyle doğru orantılı olduğu akışkanlara Newton tipi akışkanlar denilmektedir. Su, hava,benzin,yağlar,vs. akışkanlar en çok bilinen newton tipi akışkanlara örnektir.
Bir boyutlu Newton tipi kayma akışında, kayma gerilmesi:
Newton tipi akışkanların vizkositezi gerçek bir temodinamik özellik olup sıcaklık ve basınç ile değişmektedir.
Genel olarak Newton tipi akışkanların viskoziteleri basınçla çok az artar. Buna karşılık sıcaklığın vizkosite üzerinde kuvvetli etkisi vardır: T sıcaklığının artması µ vizkositesinin, gazlarda artmasına, sıvılarda azalmasına neden olur.
Tüm newton tipi akışkanların viskoz davranışlarını belirleyen ana parametre boyutsuz Reynolds sayısıdır:
Burada V ve L akışa ait karakteristik hız ve uzunluk ölçekleridir.Re sayısının ikinci şekli ,μ’nün ρ’ya olan oranı olarak tanımlanan kinematik viskoziteyi içerir:
Genel olarak, mühendisin ilk yapması gereken, incelenen akış probleminin Reynolds sayısı aralığını tahmin etmektir. Çok küçük Re sayısı, atalet etkilerinin önemli olmadığı sürtünmeli akışın sürtünme hareketi yaptığını gösterir. Re sayısının orta değerleri laminer akışa karşılık gelir. Yüksek Re sayıları, olasıkla, zaman içinde yavaşça değişen fakat bunu üzerine güçlü yüksek frekanslı rastgele çalkantıların eklendiği tirbülanslı akışa neden olur.
Özet olarak Newton tipi akışkanşarın defermasyon hızı kayma gerilmesi ile doğru orantılı olup lineerdir ve vizkozitesi sabittir.
Newton Tipi Olmayan Akışkanlar ve Özellikleri
Newton tipi olmayan akışkanlar için; kayma gerilmesi ile deformasyon hızı arasındaki oran doğrusal değildir. τ ile du⁄dy ‘nin değişimini gösteren eğrinin eğimi, akışkanın görünür viskozitesine karşılık gelir. Görünür viskozitenin deformasyon hızı ile artış göterdiği (süspansiyon halindeki nişasta veya kum gibi) akışkanlara dilatant veya kalınlaşan akışkanlar denir ve bunlara zıt davranış gösterenlere ise (bazı boyalar, polimer çözeltileri ve süspansiyon halinde katı parçacıklı akışkanlar gibi daha fazla şekil değişimine zorlanması halinde daha az viskoz hale gelen akışkanlar) sanki plastikler veya incelen akışkanlar denir. Diş macunu gibibazı maddeler sonlu büyüklükteki bir kayma gerilmesine karşılık koyabilir ve dolayısı ile bir katı gibi davranır. Ancak kayma gerilmesinin akma gerilmesini aşması halinde, sürekli şekil değiştirerek bir akışkan gibi davranır. Bu tür akışkanlara Bingham Plastikleri de denilmektedir.
Nivtonsal ('Newton'sal) olmayan. Akışkanların davranışı, Navier–Stokes denklemlerini içeren, bir grup kısmî diferansiyel denklemler ile tanımlanır. Akışkanlar, gazlar ve sıvılar içerisinde de sınıflandırılmışlardır. Sıvılar serbest bir yüzey formundadır (yani, yüzey bulunduğu kap tarafından şekillendirilmemiştir), gazlar ise değildir, tüm hacmi kaplar. Katılar ve akışkanlar arasındaki fark, bazen çok açık değildir. Fark maddenin viskozitesinin saptanması ile oluşur; örneğin, silikon plastik farklı zamanlarda hem katı, hem de akışkan olarak tanımlanabilir.
Kan, sıvı haldeki plastikler, ketçap, boyalar, şampuan, vs. Newton tipi olmayan akışkan özelliğini taşırlar.
Newton tipi olmayan akışkanlar 3 ana gruba ayrılırlar;
(Burada zamandan bağımsız sıvılar da kendi içerisinde 3 genel sınıfa ayrılır; pseudoplastik sıvılar, bingham plastikleri ve dilatant akışkanlar, ilgili başlıklarda açıklanmışlar.)
Ev ortamında Newton tipi olmayan akışkanın hazırlanışı:
Newton tipi olmayan akışkanlar, klasik akışkanlara ait kavramlar ile açıklanamadığından dolayı bu şekilde adlandırılırlar. Bu türden bir akışkanı ev ortamında hazırlayabileceğinizi biliyor muydunuz?
Deney düzenekleri olmadan ev ortamında kolaylıkla Newton Tipi Olmayan akışkan örneği üretilmesi mümkündür. Açıklayacağımız bu akışkan örneğini hazırlamak için gerekli olan malzemeler:
Kaynak:
HAZIRLAYANLAR:
07223052 – Muharrem SAĞIR
07223054 – Gürkan SEVGEN
Defermasyon hızının kayma gerilmesiyle doğru orantılı olduğu akışkanlara Newton tipi akışkanlar denilmektedir. Su, hava,benzin,yağlar,vs. akışkanlar en çok bilinen newton tipi akışkanlara örnektir.
Bir boyutlu Newton tipi kayma akışında, kayma gerilmesi:
τ =µdu/dy
Newton tipi akışkanların vizkositezi gerçek bir temodinamik özellik olup sıcaklık ve basınç ile değişmektedir.
Genel olarak Newton tipi akışkanların viskoziteleri basınçla çok az artar. Buna karşılık sıcaklığın vizkosite üzerinde kuvvetli etkisi vardır: T sıcaklığının artması µ vizkositesinin, gazlarda artmasına, sıvılarda azalmasına neden olur.
Tüm newton tipi akışkanların viskoz davranışlarını belirleyen ana parametre boyutsuz Reynolds sayısıdır:
Re=(ρ.V.L)/μ=(V.L)/v
Burada V ve L akışa ait karakteristik hız ve uzunluk ölçekleridir.Re sayısının ikinci şekli ,μ’nün ρ’ya olan oranı olarak tanımlanan kinematik viskoziteyi içerir:
v=μ/ρ
Genel olarak, mühendisin ilk yapması gereken, incelenen akış probleminin Reynolds sayısı aralığını tahmin etmektir. Çok küçük Re sayısı, atalet etkilerinin önemli olmadığı sürtünmeli akışın sürtünme hareketi yaptığını gösterir. Re sayısının orta değerleri laminer akışa karşılık gelir. Yüksek Re sayıları, olasıkla, zaman içinde yavaşça değişen fakat bunu üzerine güçlü yüksek frekanslı rastgele çalkantıların eklendiği tirbülanslı akışa neden olur.
Özet olarak Newton tipi akışkanşarın defermasyon hızı kayma gerilmesi ile doğru orantılı olup lineerdir ve vizkozitesi sabittir.
Newton Tipi Olmayan Akışkanlar ve Özellikleri
Newton tipi olmayan akışkanlar için; kayma gerilmesi ile deformasyon hızı arasındaki oran doğrusal değildir. τ ile du⁄dy ‘nin değişimini gösteren eğrinin eğimi, akışkanın görünür viskozitesine karşılık gelir. Görünür viskozitenin deformasyon hızı ile artış göterdiği (süspansiyon halindeki nişasta veya kum gibi) akışkanlara dilatant veya kalınlaşan akışkanlar denir ve bunlara zıt davranış gösterenlere ise (bazı boyalar, polimer çözeltileri ve süspansiyon halinde katı parçacıklı akışkanlar gibi daha fazla şekil değişimine zorlanması halinde daha az viskoz hale gelen akışkanlar) sanki plastikler veya incelen akışkanlar denir. Diş macunu gibibazı maddeler sonlu büyüklükteki bir kayma gerilmesine karşılık koyabilir ve dolayısı ile bir katı gibi davranır. Ancak kayma gerilmesinin akma gerilmesini aşması halinde, sürekli şekil değiştirerek bir akışkan gibi davranır. Bu tür akışkanlara Bingham Plastikleri de denilmektedir.
Nivtonsal ('Newton'sal) olmayan. Akışkanların davranışı, Navier–Stokes denklemlerini içeren, bir grup kısmî diferansiyel denklemler ile tanımlanır. Akışkanlar, gazlar ve sıvılar içerisinde de sınıflandırılmışlardır. Sıvılar serbest bir yüzey formundadır (yani, yüzey bulunduğu kap tarafından şekillendirilmemiştir), gazlar ise değildir, tüm hacmi kaplar. Katılar ve akışkanlar arasındaki fark, bazen çok açık değildir. Fark maddenin viskozitesinin saptanması ile oluşur; örneğin, silikon plastik farklı zamanlarda hem katı, hem de akışkan olarak tanımlanabilir.
Kan, sıvı haldeki plastikler, ketçap, boyalar, şampuan, vs. Newton tipi olmayan akışkan özelliğini taşırlar.
Newton tipi olmayan akışkanlar 3 ana gruba ayrılırlar;
- Zamandan bağımsız sıvılar,
- Zamana bağlı sıvılar,
- Elastoviskoz sıvılar.
(Burada zamandan bağımsız sıvılar da kendi içerisinde 3 genel sınıfa ayrılır; pseudoplastik sıvılar, bingham plastikleri ve dilatant akışkanlar, ilgili başlıklarda açıklanmışlar.)
Ev ortamında Newton tipi olmayan akışkanın hazırlanışı:
Newton tipi olmayan akışkanlar, klasik akışkanlara ait kavramlar ile açıklanamadığından dolayı bu şekilde adlandırılırlar. Bu türden bir akışkanı ev ortamında hazırlayabileceğinizi biliyor muydunuz?
Deney düzenekleri olmadan ev ortamında kolaylıkla Newton Tipi Olmayan akışkan örneği üretilmesi mümkündür. Açıklayacağımız bu akışkan örneğini hazırlamak için gerekli olan malzemeler:
- Buğday
- Nişasta
- Su
Kayma Gerilmesi – Kayma Oranı Grafiği
Kaynak:
- http://en.wikipedia.org/wiki/Non_Newtonian_fluid
- Akışkanlar Mekaniği – Frank M. White
- www.teknoogle.blogspot.com
- Akışkanlar Mekaniği- Yunus A. Çengel
- www.google.com
HAZIRLAYANLAR:
07223052 – Muharrem SAĞIR
07223054 – Gürkan SEVGEN
Etiketler:
akışkanlar mekaniği,
makine mühendisliği,
öğrenci
Windows 7 İşletim Sistemi Bilgisayar Uyumluluğu Kontrolü Destek Sitesi
Windows 7 son günlerde bilgisayar piyasasının gündeminden neredeyse hiç düşmüyor. Artıları eksileri tartışıla dursun biz bu yeni işletim sistemini farklı bir boyutta inceleyelim. Bilgisayarınıza uyumlu mu?
Eminim ki bu yeni işletim sistemini merak edip kullanmak ya da kısa bir süreliğine denemek isteyenleriniz olacaktır. Fakat bilgisayarınız ya da sürücüleriniz (driverlarınız) Windows’un yeni işletim sistemi “Windows 7” yi destekleyecek mi? Bilgisayarınız Windows 7’ye uyumlu mu? Bu uyumluluğu test edebilirsiniz.
Microsoft Windows 7 Uyumluluk Merkezi”ni Açtı…
Tam olarak Windows 7'nin piyasaya çıkacağı 22 Ekim tarihinde hazır olacak "Windows 7 Uyumluluk Merkezi" şu an için Windows 7 ile ilgili sıkça sorulan sorulara cevapların bulunabileceği bir web sitesi olarak hizmet veriyor.
Bilgisayarınız Windows 7 uyumlu mu?
Site üzerinden aynı zamanda Windows 7 Upgrade Advisor Beta'yı (Windows 7 Yükseltme Danışmanı) yükleyerek bilgisayarınızın Windows 7'ye hazır olup olmadığını anlayabilirsiniz. Şu an kullandığınız donanıma ait yüzlerce detayı inceleyerek bilgisayarınızın Windows 7ye hazır olup olmadığını raporlayacak programı buraya tıklayarak indirebilirsiniz.
Eminim ki bu yeni işletim sistemini merak edip kullanmak ya da kısa bir süreliğine denemek isteyenleriniz olacaktır. Fakat bilgisayarınız ya da sürücüleriniz (driverlarınız) Windows’un yeni işletim sistemi “Windows 7” yi destekleyecek mi? Bilgisayarınız Windows 7’ye uyumlu mu? Bu uyumluluğu test edebilirsiniz.
Microsoft Windows 7 Uyumluluk Merkezi”ni Açtı…
Tam olarak Windows 7'nin piyasaya çıkacağı 22 Ekim tarihinde hazır olacak "Windows 7 Uyumluluk Merkezi" şu an için Windows 7 ile ilgili sıkça sorulan sorulara cevapların bulunabileceği bir web sitesi olarak hizmet veriyor.
Bilgisayarınız Windows 7 uyumlu mu?
Site üzerinden aynı zamanda Windows 7 Upgrade Advisor Beta'yı (Windows 7 Yükseltme Danışmanı) yükleyerek bilgisayarınızın Windows 7'ye hazır olup olmadığını anlayabilirsiniz. Şu an kullandığınız donanıma ait yüzlerce detayı inceleyerek bilgisayarınızın Windows 7ye hazır olup olmadığını raporlayacak programı buraya tıklayarak indirebilirsiniz.
Etiketler:
bilgisayar,
işletim sistemi,
microsoft,
öneri site,
teknoloji,
windows 7
Stat Counter MEnu Kullanımı ve Etkili Bilgi Alma Nasıl Olur
Site sahiplerinin internet ortamından elde ettiği gelirleri arttırmanın en önemli yollarından biri de site trafiğini takip etmektir. Öncelikle "site trafiği" söylemimden kastım ne onu anlatayım ksıaca:
Site trafiği denildiğinde aklınıza ilk olarak "Siteme giren ziyaretçi sayısı" gelmesin. Çünkü trafik takibi sadece bu unsurdan meydana gelmiyor. Sitenize hangi arama motorundan gelinmiş? Sitenizde geçirdiği süre ne kadar? Hangi keywords ( arama yaptığı kelime) ile sitenize ulaşmış?En çok hangi sayfalarınız ziyaretçi çekmiş... Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Fakat kendimce önem verdiğim unsurlar bunlar olduğundan fazla derine inip sizin de sıkılmanızı istemem.
Yukarıda saymış olduğum trafik takibini nasıl yapacağınıza gelince... Tamamen ücretsiz olan statcounter hizmetini tavsiye ederim. NEden statcounter? Öncelikle hizmet son derece kaliteli olup doğru veriler içermketedir. Veriler saniyesinde panelinizde görülebilmektedir.
Buradan hemen bir statcounter üyeliği alabilirsiniz...
Aşağıdaki resimde statcounter üye panelinin bir görünümü gözükmektedir. Günlere ait ziyaretçi verileri grafik şeklinde gösterilmiştir. Yeşil renkli çubuklar sitenizdeki sayfa gösterimini belirtir. Mavi renkli olanlar ise sitenize ait tekil ziyaretçi sayısını gösterir ki bu değerin yüksek olması çok önemlidir. Az olan turuncu çubuk ise sitenize girip çıktıktan sonra tekrar sitenize girmiş olan ziyaretçileri gösterir. Yani geri dönen ziyaretçi sayısıdır.
PANELİN SOL TARAFINDAKİ UYGULAMALARA GELİNCE...
Yandaki resimde görmüş olduğunuz "populer pages" hizmeti sitenizin eçok ziyaret edilen yani en popüler olan sayfalarını göstermektedir.
Ziyaret sayısını da göstermektedir. Aynı zamanda popüler sayfanın doğrudan linkini de göstermektedir. Fakat ben kendi sitemin popüler sayfasını paylaşmak istemediğimden resmin o kısmını kestim.
"came from"
Panelinizin sol tarafında yer alan "came from" a tıkladığınızda hangi sitenin yönlendirmesi ile sitenize ziyaretçi geldiğini görebilirsiniz. Bu çoğu zaman google olsa da başka sitelerin yönlendirmesi ile de ziyaretçi akışı sağlanmış olabilir.
"recent came from"
Adından da anlaşılacağı üzere zitenize gelen ziyaretçinin hatta son ziyaretçinin hangi siteden geldiğini öğrenmenizi sağlasr. Yani sitenize gelen ziyaretçilerin en son gelenden en ilk gelen kadar sıırasıyla nereden geldiğinin kaydını tutar.
"Keywords Analysis"
Bu en önemliler arasında çünkü sitenize gelmeden önce arama yaptığı kelimeyi gösterir. Gün içinde gelen ziyaretçilerin genel olarak ne türden bir şay yazıp arama yapıp sitenize geldiğini gösterir.
"Recent Keyword Activity"
Bu da yine ziyaretçi ve keywords ilişkisine ait verileri öğrenmenizi sağlar. Fakat bunun farkı son gelen ziyaretçiden ilk gelen ziyaretçiye doğru sitenize gelen ziyaretçinin yazmış olduğu anahtar kelimeleri gösterir.
"Visit Length"
Sitenize yapılan ziyaretlerin kaç sn sürdüğünü gösteren bir grafiktir.
Site trafiği denildiğinde aklınıza ilk olarak "Siteme giren ziyaretçi sayısı" gelmesin. Çünkü trafik takibi sadece bu unsurdan meydana gelmiyor. Sitenize hangi arama motorundan gelinmiş? Sitenizde geçirdiği süre ne kadar? Hangi keywords ( arama yaptığı kelime) ile sitenize ulaşmış?En çok hangi sayfalarınız ziyaretçi çekmiş... Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Fakat kendimce önem verdiğim unsurlar bunlar olduğundan fazla derine inip sizin de sıkılmanızı istemem.
Yukarıda saymış olduğum trafik takibini nasıl yapacağınıza gelince... Tamamen ücretsiz olan statcounter hizmetini tavsiye ederim. NEden statcounter? Öncelikle hizmet son derece kaliteli olup doğru veriler içermketedir. Veriler saniyesinde panelinizde görülebilmektedir.
Buradan hemen bir statcounter üyeliği alabilirsiniz...
Aşağıdaki resimde statcounter üye panelinin bir görünümü gözükmektedir. Günlere ait ziyaretçi verileri grafik şeklinde gösterilmiştir. Yeşil renkli çubuklar sitenizdeki sayfa gösterimini belirtir. Mavi renkli olanlar ise sitenize ait tekil ziyaretçi sayısını gösterir ki bu değerin yüksek olması çok önemlidir. Az olan turuncu çubuk ise sitenize girip çıktıktan sonra tekrar sitenize girmiş olan ziyaretçileri gösterir. Yani geri dönen ziyaretçi sayısıdır.
PANELİN SOL TARAFINDAKİ UYGULAMALARA GELİNCE...
Yandaki resimde görmüş olduğunuz "populer pages" hizmeti sitenizin eçok ziyaret edilen yani en popüler olan sayfalarını göstermektedir.
Ziyaret sayısını da göstermektedir. Aynı zamanda popüler sayfanın doğrudan linkini de göstermektedir. Fakat ben kendi sitemin popüler sayfasını paylaşmak istemediğimden resmin o kısmını kestim.
"came from"
Panelinizin sol tarafında yer alan "came from" a tıkladığınızda hangi sitenin yönlendirmesi ile sitenize ziyaretçi geldiğini görebilirsiniz. Bu çoğu zaman google olsa da başka sitelerin yönlendirmesi ile de ziyaretçi akışı sağlanmış olabilir.
"recent came from"
Adından da anlaşılacağı üzere zitenize gelen ziyaretçinin hatta son ziyaretçinin hangi siteden geldiğini öğrenmenizi sağlasr. Yani sitenize gelen ziyaretçilerin en son gelenden en ilk gelen kadar sıırasıyla nereden geldiğinin kaydını tutar.
"Keywords Analysis"
Bu en önemliler arasında çünkü sitenize gelmeden önce arama yaptığı kelimeyi gösterir. Gün içinde gelen ziyaretçilerin genel olarak ne türden bir şay yazıp arama yapıp sitenize geldiğini gösterir.
"Recent Keyword Activity"
Bu da yine ziyaretçi ve keywords ilişkisine ait verileri öğrenmenizi sağlar. Fakat bunun farkı son gelen ziyaretçiden ilk gelen ziyaretçiye doğru sitenize gelen ziyaretçinin yazmış olduğu anahtar kelimeleri gösterir.
"Visit Length"
Sitenize yapılan ziyaretlerin kaç sn sürdüğünü gösteren bir grafiktir.
Etiketler:
google,
site tasarım,
webmaster
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)